HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

RÖPORTAJLAR -- 11 November 2023

ATATÜRK'Ü ANARKEN

Magazinizmir
ATATÜRK'Ü ANARKEN

Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 85. yılında, O'nu içi boş söylemlerin yerine; eserleriyle ve ilkeleriyle anmamız gerektiği kanısındayım.

Önemli olan; yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da ilkeleriyle yaşamayı başarabilmek değil midir? Bu nedenle, bu yazımda O'nun bedensel ölümünden çok, eserleriyle ve fikirleriyle yaşamasının önemi üzerinde duracağım. Konu çok geniş olduğu için sadece "Barış" konusuna ve Türk-Yunan ilişkilerinin Atatürk'ün sağlığında geldiği noktaya değineceğim. Bu konuyu seçerken, Atatürk'ü bugünlerde çok ihtiyacımız olan "Dünya Barış"ına yaptığı katkıyla anmak istedim. Yunan Başkomutanı Trikopis her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine gidip, Atatürk'e saygı duruşunda bulunuyormuş. Atatürk, bir zaman savaştığı ve esir aldığı düşmanında böyle bir saygıyı nasıl uyandırabilmiştir.

Atatürk'ün başka bir düşmanı Eski Yunan Başbakanı Elefterios Venizelos'un 'Barış" adına yaptıklarına bir bakalım. 12 Ocak 1934 günü, Venizelos eski düşmanı Mustafa Kemal'i " Nobel Barış Ödülü"ne aday göstermiştir. Yunan Başbakanı Venizelos'un Nobel Ödül Merkezi'ne Mustafa Kemal için yazdığı adaylık teklifinin son paragrafına bir göz atalım :

"İşte ; barış sorununa bu değerli katkıyı sağlayan kişi

Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa'dır.

Yakın Doğu'da barış yolunda yeni bir çağ açan Yunan-Türk anlaşmasının imzalandığı dönemde, 1930 yılındaki Yunan Hükümetinin başkanı sıfatıyla, şimdi Nobel Barış Ödülü Komitesinin seçkin üyeleri önünde, Mustafa Kemal Paşa' nın adaylığını, bu onur ödülüne layık olarak önermekten şeref duymaktayım."

Atatürk, Türk-Yunan ilişkisindeki "Barış" ortamını sağlığında yaşamıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra, Yunan basını O'nun ölümüne çok geniş olarak yer vermiştir. 11 Kasım 1938 günlü Elefteron Vima gazetesi, "Türk-Yunan anlaşmasını O istemiş ve bu anlaşma için hararetli bir imanla çalışan O olmuştu. O' nun adı, dünya tarihinin kahramanları arasında silinmez bir biçimde kalacaktır" diyordu. Katimerini gazetesi, "Atatürk, herkesin özlediği, dostların ve düşmanların hayran olduğu bir adamdı. O' nun ölümü yalnız Türkiye için değil, bütün uygarlık ve dünya için de bir kayıptır... Türkiye Büyük Kurucusunu kaybediyorsa, Yunanistan da büyük ve emin bir dostunu kaybediyor. Yunan milleti, dost ve müttefik Türk Milleti'nin yasına bütün kalbiyle katılır" diye yazıyordu.

Ethnos gazetesi, Atatürk'ün ölümünün "Elenler için de büyük bir kayıp" olduğunu belirtiyor ve "Elen Milleti, Büyük Ölü'nün önünde heyecan ve büyük saygıyla eğilir" diyordu. Kronos gazetesi, "Türk- Yunan dostluğunu ve işbirliğini O'na borçluyuz. Elen Milleti, Türk Milletiyle birlikte yas tutmaktadır" diye ekliyordu. Yıllarca birbirleriyle savaşan, yaşadıkları bir çok kötü olaya karşın Türk ve Yunan halkının ve basınının da nasıl sahip çıktığını yukarıdaki yazılardan görüyoruz.

 

Bugün Yunanistan'ın Türkiye politikası; Pontus soykırımı iddiaları, Ermeni Soykırımına destek, PKK'ya sahip çıkmak, sürekli silahlanmak ve AB'ye Türkiye'nin adaylığında engel olma şeklindedir. Yunanlıların bugün yaptıkları, Venizelos ve arkadaşlarının yarattıkları "Barış" ortamına sahip çıkmamaktır. Biz de onlardan aşağı kalmamaya çalışarak, Atatürk'ün heykellerini, resimlerini kaldırarak ve eserlerini yok ederek, onu yok ettiğimizi sanıyoruz. Bu düşüncede olanlara, ölümsüz büyük insan için yaşarken söylenen sözlerle cevap verelim.

1938 yılında, Amerikalı General McArthur en zor, en problemli ve en buhranlı dönemini yaşıyordu. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüzlerce kişiye döner ve aynen şöyle der: "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim."

Atatürk'ü ölüm yıl dönümünde evrensel boyutuyla anmaya devam ederken, önce Norveç'e kadar uzanalım. Norveççe'de "Atatürk gibi düşünmek" deyimi vardır. Norveç'in Türkiye ile arasının iyi olmadığı bu günlerde, onlara bu deyimi hatırlatmak gerekir. Bu kez de Haiti'ye gidelim. 1969 yılında ölen Haiti Cumhurbaşkanının mezar taşındaki kitabesinde: "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm" yazdığını göreceğiz. 1981 yılında, UNESCO Genel Kuruluna katılan 156 ülkenin oybirliği ile Atatürk için kabul ettiği kararında, O'nun eriştiği evrensel boyutu göreceğiz:

"Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu" 156 ülkenin aldığı karar gereğince, her ülke yıl boyunca Atatürk'ü anmıştır. UNESCO'nun bu kararı Atatürk'ün ölümünden sonra eserleriyle yaşadığının kanıtıdır. Bu karar; bu gün "Kemalizm"i terk edin, fotoğraflarını kaldırın" diyenlere de bir cevaptır.

Atatürk'ü ölümünün 85. yılında, bu gün aramızın hiç iyi olmadığı Yunan-Türk ilişkileri açısından da anmış olduk. "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesi gereği Türkiye Cumhuriyeti 1923 ile 1937 yılları arasında 26 komşu devletle "Dostluk Anlaşması" imzalamıştır. Eğer, bugün o anlaşmalara sadık kalınsaydı, Orta Doğu'da ve Balkanlar'daki olaylar yaşanmazdı. Atatürk'ün 1937 yılında söylediği aşağıdaki sözlerle, gençlere olan güvenini tekrarlamıştır:

"Gençler! benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnunum ve mesudum." Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Onursal Başkanı olan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun 1990 yılında gençlere verdiği konferanstan alıntı yaparak yazıma son vermek istiyorum:

"Gençler, ben bir imparatorluğun yıkılışına ve bir cumhuriyetin kuruluşuna şahitlik yaptım. O sırada Mecliste görevliydim. Bakıyorum, 'kötü günler geçiriyoruz' diye moralinizi bozuyorsunuz. Bir gün gelecek Atatürk Devrim ve İlkeleri harfiyen uygulanacak, o gün toplumca refaha kavuşacağız." Atatürk'ün ölümünün 85. yılında; O'nun eserlerinden ve emanet ettiği gençlerden onur ve gurur duyuyoruz. Işıklar içinde yat, aziz Atatürk. 

10 Kasım 2023

 

Ahmet Gürel

ADD Genel Başkan Baş Danışmanı


FACEBOOK İLE BAĞLAN