Annemi pek hatırlamıyorum. Sıcak mıydı, soğuk muydu, beni sever miydi veya şu yaşımda beni yanında ister miydi bilmiyorum. Doğduğumda beni bir süreliğine diğer kardeşlerim gibi emzirmiş olmalı sonrasında ise beni bir sepete koyup götürdüklerini, annemden ayrıldığım için çok korkup, ağlamaya başladığımı ama ki..
Yazar Zeynep Bugay ilk romanıyla aşkın peşinde hayatı, alkışsız ve yasaklı bir sirk gibi yaşayan kadınların yüzünü güldürmeyi hedefliyor.
Yazar Zeynep Bugay, ilk romanı Sevgili Nasıl Bulunur? ile toplum tarafından tüm kısıtlamaların, yargılamaların, dayatmaların ve ayıplamaların içinde gerçek aşkın peş..
Vapur adanın iskelesine doğru yanaşırken, inecekler arasında bir telaş başlamıştı. Ayağa kalkıyorlar, eşyalarını alıyorlar, kıyada kendilerini bekleyen kimse var mı diye göz atıyorlardı. Beni öğretmen hanıma götüren bu kimselerin de ayaklanmış ve sepetimi sıkıca kavramış olmalarından ötürü artık yaşayacağım yerin ..
“Kapıyı çaldın değil mi?” diye sordu bir tanesi. “Evet, duymuş olmalı, açar şimdi…” dedi diğeri. Örgü sepetin boşluklarından merakla yeni annemin evinin kapısını aralamasını ve yüzünü göstermesini bekliyordum. Kendi annemin yüzünü son kez gözümü..
Herkes gittikten sonra Şükran annem tabak çanakları kaldırıyor, etrafı topluyordu. Ben de yerime çakılmışçasına durup, sessizce onun neler yaptığını izliyordum. Gerçekten de benim varlığımı unutmuş gibiydi.
Her ne kadar misafirlerine çok çıkışmış olmasa da az önce olan bitenden hiç..
Evet, size garip gelebilir ama o benim bir kedi olmamı onunla dostluk edemeyeceğim veya kendimi onun çocuğu olarak göremeyeceğim şeklinde yorumlamıyordu. Dahası sık sık bana okumaktan çok hoşlandığı Alman Filozof Schopenhauer’den alıntı yaparak “Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz” diyordu. Ona ..
“Bu seninle benim beraber geçireceğimiz ilk sonbahar Mırmır” dedi Şükran annem beni lojmanımızın bahçesinde gezdirirken. Artık biraz büyümüş ve aşılarım da yapılmaya başlamış olduğundan bağışıklığım daha kuvvetliydi ve annemin gözetiminde dışarıya çıkabiliyordum. Küçük patil..
Bu kadınların toplandılar mı konuşmaları, gülüşmeleri, başkaları hakkında yorum yapmaları bitmiyor… Öğretmen annem misafirlerine hamurdan olduğunu duyduğum bir sürü şey almıştı. İştahla yiyor, benzeri bir iştahla da benim tanımadığım bir sürü insanı konu ediyorlardı. Bazı yorumların acımasız olduğunu da bel..
Her canlının bir doğduğu an vardı… Hayata gelmek üzere seçtiği bir toprak parçası ve içine doğduğu koşullar… Yaşamını sürdürmek için ömrü boyunca gösterdiği bir çaba, o gayret içinde edindiği veya ıskaladığı değerler, sevgiler ya da noksanlıklar ve nefretler, bunl..
Şükran annem adanın ilkokulunda öğretmenlik yapıyordu. Okuttuğu sınıfta toplamda 15 öğrencisi vardı. Şey, belki de 16 demeliydim… Evet, benimle birlikte sınıfta 16 kişiydik desem yalan olmazdı… Şöyle ki yaz bitip de okulların açılma zamanı geldiğinde Şükran annemin yüzü asılmıştı. Derse gittiğ..
Kışları şehir yaşantısına geri dönen pek çok sakini sebebiyle Prens Adaları derin bir sessizliğe bürünüyordu. Sahiller bomboş, dükkanlar tek tük açık, lodos fırtınalarına tutularak dalgalarla boğuşmak zorunda kalan şehir hatları vapurları ise çoğunlukla adalılarla doluydu. Yine de bazen adaları o s..
Şükran annemle birlikte her gün okula gide gele çok net öğrendiğim bir şey var idiyse, o da öğrencilerin hava nasıl olursa olsun kapalı alanda ders görmekten ve ezbere bilgi üzerine ilerlemekten çok da mutlu olmadıklarıydı… Belki de sadece bir İran kedisi olduğum için gözlem yeteneğimde..
Okuldan çıkıp eskinin ada gazinosu bugünün restoranı Jardin’e doğru sıralı bir şekilde yürüyorduk. Ben yürümüyordum tabii ki her zamanki gibi annemin büyük bez çantasının içinde kitaplarla birlikte oturuyordum. Zaten annemin hepimizi bir arada tutma kaygısı varken merakına yeni..
Adanın toprağı yağmura doymuş, ağaçlar ve bitki örtüsü üzerlerindeki kalın ‘kış tüyü’ yorganlarını atmış, doğa sarının çürümüş tonlarından sıkılıp yeşile çalmaya başlamıştı. Bir şeyler değişiyor, uzun süredir sessiz ve uyumakta olan her şey yeni bir başlangıç ..
“Tüm Prens Adaları sihirlidir ve özel bir efsun halkasıyla korunur. Kraliçe ise geceleri Ada’ları ve halkını ışığıyla gözler, senelik tutulmada da İnci Tozu Askerlerinin eşliğinde yer yüzüne iner ve herkesin istek ve dileklerini dinler. Bir gün senin de bir dileğin veya şikâyetin olursa senelik..
Neptün’ün 6 halkası birer birer yörüngesinden ayrılmaya başlamıştı. Taşıdığı bol metan gazı sayesinde büyüleyici bir maviye sahip olan soğuk gezegenin ayı sayılabilecek Triton, en kalınından en incesine kadar tüm halkaların kopuşlarını birer birer takip ediyor ve tüm süreci yönetiyordu. &ldquo..
Ben de frankofonum. Samimi arkadaşlarımın büyük çoğunluğu da frankofon...
Nedir peki frankofon olmak? Sadece Fransızca konuşabilme becerisine haiz olmak mı? Hayır, o denli basit birşeyden bahsetmiyorum tabii ki... Frankofon olmak ölümüne emek vermek suretiyle sadece iki sene boyunca la liasion (kay..