Kahvenin zararlı olduğu konusunda birçok görüş var. Peki doğrusu ne?
Kahve tüketimi ile ilgili yapılan yorumları duymuşsunuzdur; pek çoğu zararlı olduğunu söylüyor. Ancak bu yorumlar yapılırken çok önemli bir faktör gözden kaçırılıyor. O da yiyecek ve içeceklerin yararlı ya da zararlı olmasını sağlayan en önemli faktörün ‘miktar’ olduğu gerçeğidir.
Gelelim, kahvenin zararlı olup olmadığına… Kahve, korkulduğu gibi kötü ve zararlı bir içecek değildir. Hatta zihinsel performansı arttırdığı ve dinçlik verdiği hakkında birçok bilimsel araştırma bulunuyor. Hatta bunu hissetmek için bu araştırmaları okumaya dahi gerek yok; çünkü kahve içtikten sonra bu etkiyi bariz bir şekilde hissedebilirsiniz. Ayrıca kahve tüketiminin sporcularda da performans arttırıcı bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Aktivite öncesi 1-2 fincan kahve tüketimi sonuçlarda kayda değer bir fark yaratabilir. Hatta bütün bunlara ek olarak kahvenin kandaki antioksidan seviyesini arttırdığını ve iyi bir antioksidan kaynağı olduğunu da söyleyebilirim. Duyduklarınız size ilginç gelebilir ama en önemli faydasını henüz söylemedim bile. Ancak söyleyeceğim bu etki, ancak doğru miktarda kahve tükettiğinizde sağlanabilir.
Kahve zayıflamanıza yardımcı olabilir. Evet, yanlış duymadınız! Kahve zayıflamanıza yardımcı olabilir. Peki nasıl? Bunu sağlayan birkaç faktör var; bunlardan biri kahvenin içeriğindeki kafeinin metabolizmayı hızlandırıcı etki yaparak enerji harcamanızda bir miktar artışa neden olmasıdır. Diğer önemli etkisi ise kahvenin iştah baskılayıcı etkisinden kaynaklanmaktadır. Kahve tüketimi açlık hissinizi azaltarak gereksiz yemek yemenizi engelleyebilir. Tabii bu bahsettiğim kahve; kremasız ve şekersiz yani bir fincanda size sadece beş kalori sağlayan kahvedir. Öte yandan yeni moda bol kremalı, şekerli, sütlü ve aromalı, büyük boy kahveleri içerseniz, günlük aldığınız kalori miktarına 100 ile 400 kalori arasında ekleyerek kilo alma sürecinize katkıda bulunursunuz. Bir de başta söylediğimiz gibi doğru miktarda tükettiğiniz takdirde kahvenin zararını değil faydasını görebilirsiniz. Peki bu miktar nedir? Kahve tüketimi ve içindeki kafeini güvenli dozda alabileceğiniz miktar günde 2-3 fincandır.
Şimdi gelelim kahve tüketiminin sakıncalı olabileceği diğer boyutlara... Bunlardan biri kadınlarla ilgili. Kahvenin premenstural (regl öncesi) dönemin etkilerini arttırdığına dair araştırmalar bulunuyor. Eğer bu dönemi biraz ağrılı ve zor geçiriyorsanız, o dönemdeki tüketiminizi gözlemleyip sizdeki etkisine göre içmeyebilirsiniz. Bir diğer tartışmalı etki ise selülit ile ilgili. Selülit aslında bir dolaşım problemidir ve kahvenin de kan dolaşımı üzerine etkileri vardır. Öncelikle kahve hipertansif etki göstererek tüketiminden sonra kan basıncında artışa neden olabilir. Bu da bazı bireylerde olumsuz etki gösterebilir ancak araştırmalarda uzun süre kahve tüketenlerde vücudun bu duruma bağışıklık kazandığı ve aynı etkinin görülmediği saptanmıştır. Diğer bir problem ise kahvenin içeriğindeki kafein; vücutta su tutulmasını sağlayan, anti-diüretik hormonu baskılayıcı etkiye sahiptir. Bu nedenle kahve tüketiminden sonra tuvalete gitme ihtiyacı duyabilir ve sıvı kaybı yaşayabilirsiniz. Bu nedenle bol su içmeyi ihmal etmemek gerekir. Eğer yeterli miktarda su tüketmez ve vücudumuzun su ihtiyacını karşılamazsanız, cildiniz dolgunluğunu kaybedebilir ve selülit gibi problemlere yol açabilir.
Durumu özetleyecek olursak, kahve doğru tüketildiği sürece zararını değil aksine yararını göreceğiniz harika kokulu, enfes bir içecektir. Ancak uyku problemi yaşıyorsanız ya da hipertansiyon probleminiz varsa tüketimi konusunda dikkatli olmanızda fayda var. Bir diğer seçeneğiniz kafeinsiz kahve tercih etmek olabilir.