Yaz sıcaklarında bazen iştahımız kapanabiliyor ve daha ferah şeyler tüketmek isteyebiliyoruz. Tabi ki ferahlamak için şekerli gazlı içeceklere yönelmek doğru değil, içecekler arasında seçilebilecek en iyi tercihlerden biri ayran olabilir. Bu ayranı biraz daha doyurucu ve lezzetli bir hale getirmek için sevilen bir tarif önereceğim size, soğuk ayranlı çorba. Benim yazın tüketmekten en keyif aldığım yemek. Keyifli olmasının yanında aynı zamanda çok da sağlıklı bir tarif ve diyet listelerimde de sıkça yer verdiğim bir yemek. Bu tarif sizi de forma sokup zayıflamanıza yardımcı olabilir, o yüzden size hem tarifi hem de içindeki besin öğelerinin faydalarını yazıyorum. İşte size ‘Ayranlı Çorba’ ve içindekilerin faydaları…
İçindekiler:
• 1 su bardağı aşurelik buğday
• 1 çay bardağı nohut
• 4 su bardağı yoğurt
• Taze veya kuru nane
• 4 su bardağı su
Hazırlanışı:
Nohut ve buğday akşamdan ıslatılıp, ertesi gün haşlıyoruz. Yoğurdu ayrandan biraz daha yoğun kıvamda olacak şekilde sulandırıyoruz ve haşladığımız buğday ve nohutu içerisine katıyoruz. Biraz daha ferahlık ve lezzet vermesi için içine taze nane ekliyoruz, dilerseniz dereotu maydanoz gibi başka yeşillikler de katabilirsiniz. Serinletici etkisini arttırmak isteyenler içine buz atıp tüketebilirler.
Yoğurt: Yoğurt ve kefir gibi benzeri gıdaları tüketen milletlerin uzun ömürlü ve kuvvetli olduğu söylenir, buna katılmamak mümkün değil. Yoğurt içeriğindeki yaşayan bakteriler sayesinde bağırsaklarımızda sağlıklı bir ortam oluşmasını sağlar. Yoğurdun içeriğindeki bu yararlı mikroorganizmalar, probiyotik olarak adlandırılır. Probiyotik kelimesi zaten yaşam için anlamına gelmektedir ki bu da onun önemini belirtir. Yapılan araştırmalarda yoğurdun hücresel bağışıklığı arttırdığı gözlemlenmiştir. İltihaplanma ve enfeksiyon gibi durumlarda bağışıklık hücrelerinin artmasına yardımcı olarak vücudun savunma sistemini güçlendirir. Sağlıklı bir bağırsak florası yaratarak hazmı kolaylaştıran bu harika gıda aynı zamanda dejeneratif hastalıkları da geciktirerek yaşlanmayı da yavaşlatır.
Buğday: Dünyanın en önemli besin kaynaklarından biri olan buğday dünya nüfusunun 3’te 1’inin temel besin kaynağını oluşturmaktadır. Buğday çok çeşitli kullanım alanı olmasına rağmen çoğunlukla un haline getirilip ekmek yapımında kullanılmaktadır. Buğdayın yoğun olarak tercih edilmesinin nedeni ekmek yapımında elastikiyetini ve kabarmasını sağlayan yüksek gluten içeriğidir. Günümüzde buğday çoğunlukla rafine edilerek kullanıldığı için zengin vitamin ve mineral içeriğini kaybetmekte ve glisemik indeksi yüksek, vitaminlerden fakir bir un ortaya çıkmaktadır. Ancak tam buğday kullanıldığında çok iyi bir lif kaynağı oluşturmakta ve B1, B2, B3, B5, B6, E vitamini ve folik asit açısından zengin bir kaynak sağlamaktadır.
Nohut: Anavatanı Türkiye olan nohutun 16. Yüzyılda İspanyol ve Portekizli denizciler tarafından diğer ülkelere taşındığı düşünülmektedir. Günümüzde en büyük üreticileri Hindistan, Pakistan, Türkiye ve Meksika’dır. Çok lezzetli olan nohut baklagiller arasında kaynatıldığında en yumuşak olanıdır. Yüksek lif içeriği sayesinde doygunluk hissinizi arttırarak fazla besin tüketmenizi engeller ve kilo vermenize yardımcı olur. Aynı zamanda bu yüksek lif içeriği, kalp damar hastalıklarından korunmanıza ve kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olur. Nohut folik asit, manganez, magnezyum, demir, bakır ve çinko gibi mineraller açısından oldukça iyi bir kaynaktır. Nohutun içeriğindeki molibden minerali vücudun detoks mekanizmasını harekete geçirerek et ve şarap gibi besinlere koruyucu olarak eklenmiş sülfitlerin vücuttan atılmasını sağlar ve bunların yol açtığı baş ağrısı gibi problemleri engeller.
Nane: Bu güzel kokulu ve ferahlatıcı bitkinin mutfakta çok geniş bir kullanım alanı olduğu gibi aynı zamanda sağlık içinde çok geniş yararları vardır. Özellikle sindirim sistemi ile ilgili problemlerde nane çok yararlıdır. Nane gaz, şişkinlik ve krampların giderilmesinde etkisini hızla gösterebilir. İrritabıl barsak sendromunun tedavisinde bile enterik kaplı (midede sindirilmesini engelleyen kapsül) nane yağının etkili olduğu görülmüştür. Nane yağının kasları rahatlatıcı etkisi vardır bu da barsakların rahatlamasına yardımcı olur. Bu etki nanenin içeriğindeki mentolden kaynaklı olabilir. Nane aynı zamanda perillil alkol içerir, bu bileşiğin de birçok çalışmada kanser hücrelerinin büyümesini engellediği gösterilmiştir. Nanenin en önemli özelliklerinden bir tanesi de alerjik reaksiyona sebep olan lökotrienlerin üretimini engelleyen rosmarinic asit içermesidir. Alerjik rinit gibi durumlarda da nazal semptomların engellenmesine yardımcı olur.
Afiyet olsun