Kabul etmek gerek, yaşamlarımız hiç kolay değil. Eğer aranızda bunun aksini düşünen varsa, olgunluğu için tebrik ederim.
Burada söz ettiğim olgunluk kavramı, yetişkinliğe ulaşmak değil. İçimizde, etrafımızda ve evrende var olan enerjiyle kucaklaşmak ve bu enerjiyle bir bütün olma durumu.
Yaşamın süresince; Bedeninle, algı seviyenle, uyurken rüyalarında yada uyanıkken bir çok deneyim yaşadığına eminim. Çünkü ruhumuzun, başka değişle enerjimizin buna ihtiyacı var. Ruhumuz, yaşadığımız deneyimlerle olgunlaşıyor ve bu da evrenle, canlı yada cansız tüm varlıklarla iletişimde olmamızın ANAHTARINI bize veriyor.
Amacın bu anahtarı bulmaksa, DOĞRU yerdesin!
“Ruhsal Deneyim” Kişisel gelişim yazı dizisinde, enerjinizi nasıl yönetmeniz gerektiği konusunda bilgi sahibi olurken, yeni deneyimler kazanacaksınız.
Ruhunuzla, bilincinizle ve tüm evrenle iletişime geçmeye hazırsanız, hoşgeldiniz.
Yaşadığımız olumsuz olaylardan ya da içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumlardan kendimiz dışında her şeyi, herkesi, evreni ya da kaderimizi sorumlu tutmayı tercih ederiz. Çünkü böylesi çok daha kolaydır ve yanlış da olsa sorumluluktan kaçarak kısa süre için kendimizi rahatlatabiliriz.
Olumsuz olayların sorumluluğundan kaçınırken, olumlu ve faydalı olduğunu düşündüğümüz olayların sorumluluğunu üstlenmekten ise gurur duyarız. Yani başarı bizim eserimizken, başarısızlık herhangi birinin ya da bir şeyin suçu olabilir. Halbuki kabul etsek de etmesek de, tüm yaşananlar seçimlerimizin bir sonucudur. Bizimle ve bizim hayatımızla ilgilidir.
Sahip olduğumuz kısıtlı ömür süresi içinde defalarca sınanırız. Sınanmak hoşumuza gitmesede var olan deneyimlerimizi ve kazanmayı umduğumuz her türlü deneyimi sınanarak elde ederiz. Yaşadığımız olayların karşısında sorumluluktan kaçmak ise sadece deneyim sürecini uzatmaya ve zaman kaybetmeye neden olur. Oysa ki zaman, varlık bilinci için en önemli etkendir. Çünkü bizler ancak sahip olduğumuz zaman içinde elde ettiğimiz deneyimlerle yüksek bilinç seviyesine ulaşır ve hakikate yöneliriz.
Hayatın bilinmezini ortaya çıkarmak, daimi huzur, sağlık, bolluk ve mutluluğa ulaşmak, sonsuz bilgi akışının ve bütünün parçası olmak için gerçeği aramaya koyulmalıyız. Gerçeğe yani hakikate ulaşmak için ise ruhumuza deneyim kazandırmaya ihtiyaç duyarız. Çünkü evrensel düzende her şey eşit miktarda yer alır ve böylelikle var olan denge, deneyimlerimize de doğrudan yansır. Öyle ki; Yokluğu deneyimlemeden bolluğa ulaşamayız, sağlığımızı kaybetmeden şifa aramayız, kalbimiz kırılmadan sevginin değerini anlayamayız. Kaybetmeden kazanmayı amaçlamayız.
Elde ettiğimiz bu deneyimler düşüncelerimize, düşüncelerimizin zihnimizde yarattığı yansıma ise varlık enerjimize doğrudan yansır ve frekansımızı yani bulunmamız gereken boyutu belirler. Yaşadığımız deneyimlerin ardından akıl ve nefsin etkisiyle seçim yaparak yolumuzu çizeriz. Bu yol seçimlerimizin karşılığı olsa da daha iyisini aramaktan ve evrenden dilemekten bizi alıkoymaz. Birçok kez ısrarla ve sorumsuzca daha fazlasını isteriz ancak ne kadar istersek isteyelim evren bizimle pazarlık yapmaz ve kusursuz dengesini bozmaz.