HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Halil Kaya

Cennetten Bir Damla

Magazinizmir

Ohrid’e gelmeden önce herkesin bana söylediği. ‘Tanrı cenneti yaratırken bir damlasını Ohrid’e düşürmüş.’  Çok çok iddialı değil mi? Ohrid Gezisinde sadece eski şehir bölgesini görmekle yetinirseniz bu cümle size abartı gelebilir ama bizim de yaptığımız gibi bu seyahatinize Ohrid’e yarım saat uzaklıktaki doğa harikası Sveti Naum‘u da eklerseniz sanırım o zaman siz de aynı cümleyi kurabilirsiniz. Sözün kısası Ohrid’e gidin. İşte size Makedonya’nın incisi Ohrid

UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer alan, Kiril Alfabesi’nin doğduğu yer olan Ohrid(Ohri de denmekte), Avrupa’nın en derin ve en eski krater gölüyle tartışmasız, Balkanlar’da gezilecek en güzel yerlerden. Yamaca dizilmiş biblo gibi evleri( bizim safronbolu evlerine benzer), gölü 360 derece kucaklayan dağları ile huzurun ve tatlılığın vücut bulmuş hali.

Bir çok gezgin yazdığı “Ohri Gölü’nde mutlaka yüzün. Suyun altında kristal bir ses duyacaksınız. Göle giren insanlardan korkan midyelerimin kapanma sesi olduğu söylenir. Dünyanın en güzel müziğidir o.” Ne kadar şairane. Daha okuyunca insanın üstündekileri çıkarmadan suya atlayası geliyor.  Üstelik dünyanın en temiz göllerinden biri Ohrid. Biz hava şartları sebebiyle yüzemedik, neyse bari araştırmalarımız sonucunda öğrendik ki o ses yer altı kaynak sularının sesiymiş. Sizin yanınızda mutlaka mayonuz olsun. İşte tam da o sal gezintisinde yer altından çıkan kabarcıkları kendi gözlerinizle görebileceksiniz.


 

Ohri Gölü Avrupa’nın oluşum olarak en eski en derin krater gölü olma özelliği taşıyor. Aynı zamanda da dünyanın en temiz göllerinden. Hatta her 3 yılda bir suyu komple değişiyormuş. Bu nedenle de yazın Ege’ye uzak kalan tüm Balkanlar göle akın ediyor.

Yüzünüz

Kaneo Beach göle girmek için güzel noktalardan. Burada şezlong, iskele, şemsiye, yeme-içme tarzı hizmetler de bulabilirsiniz.

Bir diğer denize girme noktası da Cuba Libre Plaj – Bar. Burası gündüz beach gece bar sistemiyle hizmet veren yerlerden. Kaneo gibi salaş değil bir tık daha sofistike. Web Sitesi:www.cubalibreohrid.com/en/ 

Gölde sandal sefası yapın 


 

Dedik madem yüzemiyoruz, biz de gölde yapılacak ikinci olmazsa olmazı yapalım ve bir sandala atlayıp keyif yapalım. Ohrid’e gidecek herkese önerim gölü çepeçevre saran Safranboluvari tatlı evlere ve gün batımına karşı yarım saatlik bir turun ücreti 2 kişi iseniz kişi başı 4 Euro, 5 kişiyseniz kişi başı 2 Euro. Biz sandalımızın sahibini çok sevdik. Bizi yarım saat boyunca Makedonca şarkılar söyleyerek, bir yandan da küreğini çekerek gezdirdi.

Yürüyerek veya bisiklet ile sınır geçip Arnavutluk’a Girin

Sizi bilmem ama? , sınır kapısı Sveti Naum’a 2 dakika mesafede olunca ve Arnavutluk da Türk vatandaşlarndan vize istemeyince neden olmasın? İnsanın önüne her zaman yürüyerek sınır geçme fırsatı çıkıyor. Böyle eğlenceleri çok seviyoruz. İşlemler sadece 10 dakika alıyor. Daha çok vakti olanlar yaya geçmek yerine bir gününü de Arnavutluk’ta geçirmek isteyebilirler.

Sveti Naum Manastırı’nı gezin

Ohrid’e 29 km mesafedeki manastır ülkenin en önemli tarihi eserlerinden. Kilisenin içinde Aziz Naum’un mezarı var. Kafanızı yasladığınızda hala kalp atışının duyulduğuna dair bir hikayesi var. Muhtemelen yer altı sularının sesi ama siz yine de bi kulağınızı yaslayın.  Burada göle bağlanan bir dere üzerinde tekne turları yapılıyor.

Struga’da mola verin

Aslında baktığınızda Struga’da çok da birşey yok ama Ohri’ye gelenler illa bir Struga’ya da uğruyor. Ohrid merkeze 15 kilometre 20 dakika mesafede, Arnavut sınırına yakın küçük bir Makedon şehri. Ohrid’den günübirlik hatta araba yolculuğu yapıyorsanız sadece yol üstünde göl kenarında bir mola vermek için uğrayabileceğiniz bir yer.

Ohrid Summer Festival’e katılın

1961’den beri Ohrid’de her yaz 12 Temmuz – 20 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen Ohrid Summer Festival, sadece Ohrid’in değil tüm Makedonya’nın en büyük kültürel etkinliklerinden biri. Nigel Kennedy’den, Ennio Morricone’ye dünyaca ünlü isimlerin yer aldığı festivalde müzik ve tiyatro ağırlıklı bir program oluyor.

Su Müzesi – Museum on Water  (Bay of Bones)

Ohrid’den Sveti Naum’a doğru giderken, sadece 16 kilometre kadar uzaklıkta denizin üzerine kurulmuş ilkel kerpiçten yapılma bir yerleşim var. MÖ 1200-700 arasında burada yaşayan insanlar hem yaban hayvanlarından, hem de insanlardan korunmak için suyun üzerine bir yerleşim kurmuşlar. Yüzer köprüyü kaldırdıkları zaman güvende oluyorlarmış. Burası da aslına bire bir uygun olarak bu ilkel yerleşimin reprodüksiyonu ve müzeye dönüştürülmüş hali. Ayrıca bu bölgede harika bir göl manzarası ve inanılmaz berraklıkta bir suyu var


 

Ohrid Makedonya’nın 8. büyük şehri ama belki de tüm ülkenin en turistik en görülesi yeri. Hatta Makedonya’da tek bir yer görme hakkınız var deseler hiç düşünmeden Ohrid deriz o kadar ayrı tutuyoruz bu küçük ama sevimli Balkan şehrini. Zamanında 500 yıl kadar Osmanlı egemenliğinde kaldığından şehir planlamasında ve sivil mimarisinde Osmanlı etkileri görülüyor. Dar sokaklarında tarihi evlerle dolu tarihi şehir merkezindeki çoğu ev Osmanlı’dan kalma. Hatta bu evler zamanla Ohrid’in sembolü haline geldiğinden sokak lambaları bile ev şeklinde. Ayrıca küçücük şehirde Osmanlı’dan kalma 10 kadar da cami var. Tarihi merkezdeki çarşısında geleneksel Balkan tatlıları ve dondurma satan dükkanlardan tatlı bir kaçamak yapın. Ne de olsa Balkan mutfağının imza lezzetleri tatlıları ve süt ürünleri.

2017 yazında kendi aracımızla çıktığımız Balkanlar Road Trip seyahatimizde Yunanistan’da Thassos – Kavala – Selanik yaptıktan girmiştik Makedonya Ohrid e. Bir de Google Maps bizi kısa yol olsun diye milli park içerisinden akşam saatlerinde Ohrid’e ulaştık.

Ohrid’e varır varmaz konaklama için gecelik çift kişi 25 Euro verdiğimiz Neim  isimli pansiyonumuza kendimizi attık ve Ohrid Gölü’nün kıyısındaki bir restauranta güzel bir cevapci yeme hayali ile kendimizi attık. Malum Balkan yemekleri dendiğinde akla ilk cevapci geliyor.

Daha önce Makedonya’da Üsküp’e geldiğimizde yaşadığımız ‘Ucuz ülkede kral olma’ hissiyatını bu şehir için de yaşamanın verdiği mutluluğa bir de Makedonların en sevdiğim şarabı Tikves Alexandria nın lezzeti eklenince müthiş bir gece oldu. Bu arada aklınızda bulunsun Makedon Dinarı bu ülkenin ulusal para birimi lakin çoğu yerde Euro ile de idare edebiliyorsunuz.

Ohrid, İzmir’den 1,5 saat uçarak sakin ve huzurlu bir hafta sonu yaşayabileceğiniz bir yer. Üstelik vizesiz! Eğer uçak yolculuğu yaparak Üsküp Büyük İskender Havalimanına ulaşırsanız burada havaalanı çıkışında 25 – 30 Euro civarında bir tutara araba kirlayıp 3 saate Ohrid’e ulaşabilirsiniz. Ama baştan söyleyeyim Ohrid’e ulaşmak için baya virajlı yollardan geçeceksiniz. Tabi buna değecek. Zira benim için Ohrid büyüktür Üsküp. Üsküp başkent olmasına rağmen sonradan yapılan yapay heykelleri ile dokusu bozulmuş bir şehir. Yalnızca Matka Kanyonu şahane bir yer. Üsküp ve Matka’yı da seyahatinize ekleyecekseniz yarım gün Üsküp merkeze yarım gün Matka’ya ayırmanız yeterli olacaktır.

Ohrid 1 tam günde gezilebilecek bir şehir. Zaten eski şehir bölgesinde tura çıkmanız, ara sokaklarında bizdeki Safranbolu evlerine benzer evleri keşfetmeniz ve Ohrid’in meşhur kiliselerini gezmeniz programınızı dolduracak. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde geçen bilgiye göre Ohrid’de 365 tane kilise varmış. Yani resmen yılın her gününe bir kilise düşüyor!

Bu arada aklınızda olsun Ohrid’in incisi meşhur. Hediye alma niyetiniz varsa bundan güzel hediye bulamazsınız bu topraklarda

Ohrid’de gözlerinize inanamayacağınız bir diğer konu ise bir göl nasıl bu kadar temiz olur? Dibi görülebilen bu sodalı suda yüzebilir, kano yapabilir, balık tutabilir hatta bu suyu içebilirsiniz. Bu meşhur gölün temizliği ise hem yer üstü hem yer altı kaynaklardan geliyor.

Kaynak demişken Sveti Naum’dan bahsedelim. Ohrid merkezden sadece 30 dakika uzaklıkta olan Sveti Naum akıl almaz bir güzelliğe sahip. Yemyeşil bir milli park içine kurulu olan bu alanda hem Ohrid Gölü’nü besleyen su kaynağını görebilir hem de tesis içerisindeki Manastırı gezebilirsiniz.. Sveti Naum’dan çıktıktan sonra zaten Arnavutluk sınırına çok yakın olduğumuzdan 10 dakika sonra kendimizi gümrük geçişinde bulduk. Rotamızdaki yeni ülke olan Karadağ için Arnavutluk’u boydan boya arabamızla geçecek ve gece Budva’ya ulaşacaktık.

Yol bana hep heyecan ve mutluluk veriyor. Size de öyle mi?


 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN