1919 yılında "Bir işi zamansız yapmak, o işi başarısızlığa uğratmak olur. Her şeyi sırasında ve zamanında yapmalıdır," diyerek yola koyulan ve "1919 Mayıs içinde Samsun'a çıktığımda elimde hiç bir kuvvet yoktu; yalnız Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vücudumu dolduran yüksek ve manevi kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete bu Türk Milletine güvenerek işe başladım" diyen Mustafa Kemal, "Ya bağımsızlık ya ölüm" parolası ile halkı ile birlikte yola çıkarak, Kurtuluş Savaşı'nı sürdürürken, halkın temsilcilerinden kurduğu TBMM ile birlikte " En büyük eserim " dediği ve kültür temelleri üzerine kurduğu Cumhuriyet’i 29 Ekim 1923 'de ilan ediyor.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."
Türk halkı tekdir, bütündür ve ulus olmuştur. Binlerce yıllık geçmişten gelerek kaynaşmış ve sonsuz geleceğe akıp gidecektir.
Modern Türk devletini oluşturmak için bütün alanlarda devrimler yaparak kültür temelleri üzerinde TÜRKİYE CUMHURİYETİ bir görkemli çınar gibi yükseliyor.
Atatürkçülük, Türk Ulusu'nun aklın ve bilimin yol göstericiliğinde ileri bir toplum olarak en kısa sürede çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini ve onun üstüne çıkmasını, dünya ulusları ailesi içerisinde bağımsız, onurlu, özgür ve eşit bir üyesi olarak, demokratik ve lâik kurallarla mutlu, gelişmiş, verimli ve onurlu bir yaşam sürmesini amaçlayan, ilkeleri Türk Ulusu'nun gereksinimlerinden doğmuş, çağdaş bir düşünceyi simgeler.
Atatürk'ün Cumhuriyet, tam bağımsızlık, bilimin rehberliği ve insanlığın gelişmiş olarak barış ve dayanışma içerisinde yaşaması hedefi, ilkeleri ve felsefesi evrensel boyutları ile her zaman öne çıkmaya devam etmektedir.
Atatürkçülük, çağdaşlaşma yolunda akıl, bilim ve teknoloji ile sürekli bir atılım ve gelişme içerisinde olmamızı gerektirmektedir.
"Atatürk'ten Düşünceler" kitabını hazırlayan Daniel DUMOULIN, kitabın sunuş bölümünde şunları yazıyor:
"İnsanlık tarihi boyunca hiçbir deha, hiçbir Sezar, halkı, reformları ve daha da önemli olan şeyleri O 'nun gibi anlatamamıştır. Hepsini ele almıştır. Türk Ulusunun tüm insanlığın karşısında saygın bir millet olduğunu ispatlamıştır. Türk ulusuna milli ruhu aşılayabilmek, bu duyguyu canlandırmak, Atatürk'ün Türkiye için yaptığı en önemli şeydi."
D. Dumoulın, kitabında şu ifadeye de yer vermekte
"Herkesin bir rolü olan ve de her gün inşa edilen yapıta bir taş koyması gereken bir toplumda yaşıyoruz. Bu yapıtın adı, TÜRKİYE CUMHURİYETİ'dir. Bu görevi ancak sorumlu vatandaş gibi davranarak yerine getirebiliriz."
"Egemenlik ulusundur; TBMM' den başka hiçbir makam ulusal yazgıya egemen olamaz. Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır; CUMHURİYET YANDAŞLIĞI" diyen Atatürk, Cumhuriyet Çınar’ını , "benim manevi mirasım-rehberim" dediği bilim ve akıl aydınlığı ile donatmıştır.
Yüce önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide, dayalı olduğu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bundan ibarettir."
Cumhuriyet çınarını ve ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız bir devlet yapısını bütün yabancı etkilerden uzak koruyarak geliştirmek Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerle olur" diyor.
Atatürk'ün her sözünü, özünü anlayarak okumanın ve bilgiden bilince ulaşarak uygulamanın zamanıdır.
Yabancı devlet adamları, Atatürk için söylediklerini hiçbir devlet adamı için söylememişlerdir.
Anıtkabir şeref defterinden o sözleri hatırlayalım
"Atatürk'ün dış istilaya karşı mücadele verip Cumhuriyeti kurmadaki başarısına imreniyoruz." Çin HCD Başkanı Li Xien Nien-14 Mart 1984
"Yeni Türkiye'nin kurucusu M. K. Atatürk'ün hatırası önünde saygı ile eğilirim" Sovyetler Birliği Başkanı N. Podgorni-1972
"Modern Türkiye'nin kurucusu M. Kemal'e Birleşik Krallık Halkı’nın hayranlık duygularını ifade ediyorum." İngiltere Başbakanı M.Thatcher- 7 Nisan 1988
"Modern Türkiye'nin yaratıcısı, büyük devlet adamı ve askeri M.K. Atatürk'ün huzurunda saygı ile eğilirim." FAC Başkanı K.G. Kissinger- 3 Eylül 1968
"Bütün ünlüler arasında ATATÜRK, en büyüğüne nail oldu. Ulusunu çağdaşlaştırma ünü..." Fransa Cumhurbaşkanı C. De Gaulle - 25.10. 1968
"Atatürk ilkeleri Cumhuriyet için bugün bir rehber ve gelecek için bir meşaledir." A.B.D. Gen Kur Bşk. B.J. W. Vessy 26 Mayıs 1983
Doğumunun 100.yılında UNESCO şu ifadelerle "1981 yılını ATATÜRK YILI " olarak ilan etmiştir:
" ATATÜRK, uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcayan üstün bir kişidir. Olağanüstü bir devrimcidir. Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önderdir. İnsan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsüdür. İnsanlar arasında hiçbir din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamıdır."
Atatürk'ün Cumhuriyet'in 10.yılındaki söylevi ile 15.yılında orduya şu tarihi mesajı hep okunmalıdır:
"...Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda, zulümden, felâket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan; Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile mücehhez olduğuna hiç şüphem yoktur."
1881'de dünyaya gözlerini açan ve bütün güçlükleri aşarak üstün zaferlere ve eşsiz başarılara kısa sürede koşarak 10 Kasım 1938'de hayata, "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır" diyerek veda eden Atatürk'ün fikir ve düşünceleri bayraklaşarak sonsuza dek yaşatılacaktır.
Bütün dünyanın hayranlık ve saygı ile andığı ve hatırladığı bu ulu çınarın altında oturanlar, gölgesinden ve nimetlerinden yararlananlar, ona ihanet edemez.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ, köklerini, gövdesini, dallarını ve kollarını " Bilim ve akıl benim rehberimdir" diyen Atatürk’ün aydınlık yolunda ilerleyen halkımızın oluşturduğu bir ULU ÇINARDIR.
Atatürk meşalesi sonsuza dek yanacak ve Cumhuriyet Çınarı halkımızın ellerinde, omuzlarında ve gönüllerinde sonsuza dek gelişerek yaşayacaktır.
10 Kasımlar, Atatürk’ü anma, anlama ve anlatma günüdür. Büyük önderin günlere, yıllara ve asırlara sığmayan insanlık hizmetleri, aydınlık düşünceleri, fikirleri ve devrimleri ulusal ve uluslararası her ortamda dile getirilmeli ve vurgulanmalıdır.
29 Ekim 1933 'de Türkiye Cumhuriyeti 10.yıl dönümünü kutluyor ve kürsüde konuşan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal söylevini şu tarihi sözlerle bitiriyor:
" NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..."
Ulu önderin her sözünü hatırlayarak ve son sözünü de hep tekrarlayarak, rahmet, minnet, saygı ve şükranla anıyoruz.
ATAM İZİNDEYİZ, DEVRİMLERİNİN VE DEMOKRATİK LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN YILMAZ BEKÇİSİYİZ.