“İnsanda güzel olan yüzdür,
yüzde güzel olan gözdür,
ama insanı insan yapan ağızdan çıkan sözdür.”
Ne güzel söylemiş Mevlana. İnsanın ağzından çıkan bir sözle bütün ritmimiz değişir bazen.
İnsanları etkileme sanatıdır konuşma, yani doğru zamanda doğru sözcüklerle doğru kişiye doğru mesajı iletmek, ilettikten sonra da sorumluluğu hala üzerinde hissedip doğru anlatıp anlatamadığımızı kontrol etmektir. İletişim eğitimlerinde en çok karşılaştığım sıkıntılar, iletişimin sorumluluğunu alma kısmında yaşanıyor. Biz “kendimizce” en doğru şekilde konuştuktan sonra bütün sorumluluğu karşı tarafa atmak için “Anladın mı?” diye sorarız.
Böylece, “Ben en iyi şekilde anlattım, sen hala anlamadıysan sorun sende der” bir kenara çekiliriz. Oysa iletişimi sürdürmek niyetindeysek iletişimin bizimle başlayıp bittiğini bilmeliyiz, yani “Anladın mı?” yerine “Anlatabildim mi?” diyerek, “Ortada anlaşılmayan ya da doğru gitmeyen bir şey varsa ben bunu düzeltecek yetkinlikteyim ve sorumluluğumun farkındayım” mesajını verebiliriz.
Doğru konuşabilen insanlar diğer insanları en fazla etkileyip sürükleyici gücü en fazla olanlardır. İnsanları etkileme ve konuşma sanatında kilit noktalar;
1- Doğru mekanda
2- Doğru zamanda
3-Doğru sözcüklerle
4-Doğru enerji seviyesinde
5-Doğru dış görünüş, ortama uygun kıyafet ve saçla
6-Gülümseyen bir ifadeyle
7-Ses tonunu ayarlayarak ve doğru vurgu yaparak
8-Beden diline hakim olarak ve konuya uygun beden dili kullanarak
9-Dinleyicilerin durumları gözlemlenip tepkilerinin farkında olarak
…konuşmak sizi etkili ve sürükleyici bir konuşmacı, bir dil ustası yapabilir. Tüm bu noktalar çok önemlidir ve bütünün birer parçasıdır. Ancak insanlar en çok şeffaf yani özü sözü bir insanların sözlerinden etkilenir. Kalbini dinleyip onun sözcüklerini paylaşan insanlar otomatik olarak karşı tarafı etkisi altına alır. Mevlana ile başladık yine onun güzel bir sözüyle bitirelim…
“Dilini terbiye etmeden önce
yüreğini terbiye et,
çünkü söz yürekten gelir,
dilden çıkar.”