Hüzünlü, bir o kadar da şükürlü bir ay olan Kasım ayını tüm özelliği ile selamlıyorum.
10 Kasım 1938 tarihinin Türkiye Cumhuriyeti ve tüm medeniyetler açısından bir yas günü olması, Dünya Liderleri arasında yüzyılın Lideri olarak “Atatürk” ün seçilmesi elbette bir tesadüf değildir. Kurmuş olduğu Cumhuriyet’ in yaşamın her alanında sosyal değişimlerini adapte eden reform hareketleri elbette, kılık kıyafet hayat tarzlarına da yansımıştır. Çağdaşlaşma hareketinin giyim kuşamda Türk Milleti’ nin giyiminde birliğin kazanılması amacıyla, 25 Kasım 1925 Şapka Kanunu ve 3 Aralık 1934 Kılık Kıyafet Kanunu ile sağlanmıştır.
Erkek giyiminde ise İngiliz tarzı örnek alınıyordu. Pantolon askılarına ek olarak kemer de kullanılmaya başlanmıştı. Türk Kadını’ nın yaşam ve giyim tarzını örnek olarak gösterecek İzmirli olan Latife Hanım sahneyi alacaktı. Modern batılı Kadın imajını kısa saçların üzerine takılan cloche adı verilen şapkalar, jartiyerli çoraplar masum ve umut dolu bir dönemin tüm izlerini kıyafetere yansıtacaktı. Cumhuriyet Baloları ile moda anlayışının ve değişim rüzgarının yayılması hız kazanmıştır.
İkinci dünya savaşı sonucunda çıkan ekonomik buhranın etkisiyle giysilerde sadeleşmeye gidilmiştir. Vücuda sıkı oturan elbiseler vatkalı omuzlar çift cepli ceketler bol duble paçalı pantolonlar giyilmeye başlanmış savaşın ekonomik etkileri sebebiyle ekonomik maliyetli kıyafetler tercih edilmiştir. İkinci Dünya savaşı bitimiyle birlikte Türk kadını Avrupadaki new look akımından etkilenerek etekte bol pililer ve süslemelere dönüş yapmıştır. Üst giysilerde japone kollar kullanılmıştır. Gömlek ve Bolero kullanımı ön plana çıkmıştır.
“Hazır giyimin, mağazacılık anlayışının yeni filizlendiği 60’lı yıllar kadınların mefruşatçıdan kumaş aldığı, dönemin kadın dergilerinden kalıplar, modeller bulup ya kendi diktiği ya da terziye sipariş ettiği dönemin son zamanlarıdır. Burda dergilerinden kalıplar çıkaran bir kadın tüketim kitlesi ve olgunlaşma enstitülerinde işin tüm püf noktalarına hakim yetişen öğrenciler türk modasına da ilerleyen yıllarda Türk sokak Modasına yön vereceklerdir. 1980 sonrasını markalaşma ve liberalleşme dönemi olarak vurgulamak doğru olacaktır.
Her 10 Kasım sabahında biraz buruk duygular ile bize sunulan Cumhuriyetin yaşamın her alanına yansımasına ve İyi ki Mustafa Kemal Atatürk dediğimiz şükür zamanlarına, Kasım Ayı’na hoş geldiniz.