Hep konuştuğumuz o şehirlerden biri . Hep çok da görecek bir şey yok, birkaç saatinizi ayırsanız yeter diye hakkında konuşulan şehirler vardır ya, onlardan bahsediyoruz. Bir tanıdığınızla konuşursunuz ve daha önce Selanik’e gitmiştir ve ısrarla size orası için kısa bir süre ayırmanızı, şehrin “İzmir’den hallice” olduğunu söyler durur ve bütün hevesinizi kaçırır. Siz o arkadaşınıza fazla dikkate almayın. Israr ederse aşağıdaki yazımı okuyun.
Tamam şimdi size biraz Selanik’ten bahsedeyim. Evet, küçük bir şehir, evet İzmir’in amcaoğlu, yer yer bayağı andırıyor, tamam Atamız orada doğmuş, bu bilgiler hali hazırda hepimizde mevcut. Doğruya doğru, öyle ilk görüşte aşk yaşayacağınız şehirlerden de değil hani, görsel olarak büyük bir albenisi yok, inceden bir beton yığını havası hakim, yalnızca denize çıkan sokaklar bu durumu telafi edebiliyor. Ancak tüm bunların yanında hafta içi ya da hafta sonu fark etmeksizin her daim canlı olan, acayip sıcakkanlı insanların bulunduğu, şahane yemekler yiyebileceğiniz, yakınında birçok noktada denize girebileceğiniz çok tatlı bir şehirden bahsediyoruz. Kışın gitseniz bile fark etmez, müzeyse müze, gece hayatıysa gece hayatı, keyif alacağınız mekanlar arıyorsanız en alası, hepsi mevcut. Üstelik buraya ulaşmak tipik bir İstanbul gününde Avrupa yakasından Anadolu yakasına ulaşma sürenizden çok daha kısa sürüyor; 1 saat kadar. Hal böyle olunca zaten Selanik’i sevmek bir anda kolaylaşıveriyor ve eminiz ki siz de gittiğinizde “abi ben nasıl bu güne kadar buraya gelmemişim” diyeceksiniz.
Ve Selanik Gezi Rehberi!
Hiçbir zaman kıyamet gibi soğuk olmayacak bir şehir olduğu için aslında Selanik’e canınız ne zaman isterse ya da ne zaman ucuz uçak bileti kaparsanız gidebilirsiniz. Genel olarak Ege bölgesinin güneyinde kalan şehirlerin hava durumunu göz önünde bulundurursanız, aslında Selanik’te aşağı yukarı nasıl bir havayla karşılaşabileceğinizi gitmeden önce de anlayabilirsiniz.
Selanik’e ulaşım için iki seçeneğiniz var; Uçak ya da araba. Bildiğiniz üzere uçak ile işler çok kolay, çünkü İzmir’den Selanik’e ulaşmak 1 saat kadar sürüyor. Ancak şayet arabayla gidecek olursanız onun da birçok artısı olabiliyor İzmir’den 8-10 saat sürmekte. Selanik yakınlarındaki yerlere geçerken arabanızın olması size bayağı kolaylık sağlayabilir.
Selanik’e arabayla gitmeden önce sınırdan arabanız ile geçebilmeniz için bir takım evraklar edinmeniz gerekiyor. Bu evrakları alma süreci çok da zorlu değil, ancak biraz masraflı olabiliyor ve sonucunda aldığınız belge Uluslararası Sigorta (Yeşil Kart): Bu belgenin 15 günden 1 yıla kadar uzanan geçerlilik süresi seçenekleri var ve fiyat da ona göre 63 Euro ile 315 Euro arasında değişiyor. Bunu edinmek için götürmeniz gereken şeyler arabanızın ruhsatı ve geçerli bir Türk trafik sigorta belgesi.
*Eğer aracınız sizin adınıza değilse, araç sahibinden noter tasdikli bir vekaletname almanız gerekiyor, bu da aklınızda bulunsun.
Selanik’e araba ile gitme kararı aldığınızda İstanbul’dan itibaren izleyeceğiniz rota şu: İzmir – İpsala Sınır Kapısı. Ardından Yunanistan içinde Alexandroupoli yani Dedeağaç, oradan Xanthi ve oradan Kavala’ya doğru ilerleyip ardından kısa bir süre içinde Selanik’e ulaşabilirsiniz. Tüm bu rota boyunca yolunuzun üzerinde ya da yakınlarında Kavala ve Alexandroupoli gibi noktaların yanı sıra, Thassos, Asprovalta gibi denize girebileceğiniz yerler ve koskocaman bir Halkidiki bölgesi yer alıyor. Buralara uğrayarak hatta belki konaklaya konaklaya ilerleyebilirsiniz, tamamen vaktinize ve tercihinize kalmış.
Selanik’te gezilecek yerler listesi pek çok büyük şehre kıyasla kısa bir liste olabilir. Ancak tabii ki bu şehirde günlerinizi geçiremeyeceğiniz ve bundan bayağı keyif almayacağınız anlamına gelmiyor. Aslına bakarsanız bu tam da bizim sevdiğimiz gezi tiplerinden! Şehirde çok fazla gününüz olmasa bile hem gezecek görecek yeriniz mevcut, hem de şehrin sokaklarında kaybolacak, restoranlarını, kafelerini deneyecek, insanlarını tanıyacak vaktiniz oluyor. Şimdi gelin Selanik’te gezilecek görülecek yerlere bi’ göz atalım.
10 Kasım nedeniyle İlk sırada tabi ki;
Atatürk'ün Evi
6-7 yaşlarından itibaren Selanik’in varlığından haberdar oluşumuzun temel sebebi cümleyi tabii ki siz de hatırlıyorsunuzdur: “Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te doğdu”.Evet Atamız Selanik’te doğdu ve günümüzde evi hala ziyaret edilebiliyor. Apostolou Pavlou Sokağı, 17 numarada bulunan ev üç kattan oluşuyor ve her katını ücretsiz olarak gezebilme şansınız var. Her bir katta Atatürk’ün hayatına ve yaptıklarına dair bilgi edinebileceğiniz açıklamalar ve video çalışmaları bulunuyor. Bunu yanı sıra giriş katında o dönemdeki koşullar baz alınarak eskiden evin içinin aşağı yukarı nasıl göründüğüne dair bir maket de oluşturulmuş. Üst kata çıktığınızda Atatürk’ün bir balmumu heykelini görebilmeniz de mümkün. Hemen karşısında ise doğduğu oda yer alıyor.
White Tower (Beyaz Kule)
Beyaz Kule tam anlamıyla Selanik’in simgesi. Nerede bir Selanik fotoğrafı, nerede Selanik’le ilgili bir broşür, orada Beyaz Kule. Kulenin tarihi 15. yy’a kadar dayanıyor ve Selanik’in meşhur sahil şeridinde tüm heybetiyle yer alıyor. Tam olarak hangi tarihte yapıldığı konusunda uzlaşılamadığı gibi, bazılarına göre kulenin Mimar Sinan tarafından yapıldığı gibi bir düşünce bile var, kim bilir…Bir zamanlar hapishane olarak da kullanılan kule aynı zamanda “Kanlı Kule” adıyla da biliniyormuş, onu da yerlisinden duyduk.
Arıstotelous Meydanı
Şehrin tam anlamıyla göbeği olan ve Yunaninstan’ın en büyük meydanlarından biri olarak kabul edilen Aristotelous Meydanı, aynı zamanda görsel olarak muhteşem çekici olmayan Selanik’in en güzel yerlerinden biri de sayılabilir. Kendinizi bu meydandan aşağı saldınız mı zaten denize ulaşıyorsunuz, ki bizce bu Selanik’in en güzel yönü, her yol denize çıkıyor!
-Meydanın en ünlü noktalarından biri Hotel Electra. Şayet burada konaklayacak olursanız tepesinde havuz var bir çay, kahvelik oturabilirsiniz, manzara şahane.
Halkidiki 3 yarımadadan oluşuyor;
Kassandra: Burası en soldaki ada ve beach barların/tesislerin yoğunlukta olması sebebiyle Halkidiki’nin en popüler noktası. Sithonia’ya göre daha küçük, daha fazla yapılaşmanın olduğu bir yer. Bu arada izninizle gitmeden birçok farklı kişiden duyduğumuz, “Sithonia’nın denizi çok daha güzel burada hiç vakit harcamayın” gibi söylemleri de yalanlamak istiyoruz. Kassandra’nın denizi de Sithonia kadar güzel, sadece biraz daha fazla tesis olduğu için daha kalabalık oluyor ve denizin keyfini sakin sakin çıkarmak isteyenler için daha az ilgi çekici bir nokta olabilir.
Sithonia: Ortada kalan adanın adı ise Sithonia. Burası Kassandra’ya göre daha sakin, daha kafa dinlemelik bir yer. Kassandra’daki gibi beach bar ve tesisler yoğunlukta değil. Aksine burada doğa ve deniz ile daha iç içe oluyorsunuz. Ama tabii ki yine de kolaylıkla ulaşabileceğiniz ve gününüzü geçirebileceğiniz birçok koy ve plaj seçeneği mevcut.
Athos: Burası en sağda kalan ve üzerinde manastırların bulunduğu özel ve bayağı acayip bir ada. Neden? Çünkü bu adaya kadınları almıyorlar ve erkekler de yalnızca özel bir izin ile girebiliyor. Yani anlayacağınız üzere burası ziyaret edebileceğiniz bir nokta değil. Öyle ki adada dişi hayvan bulunması bile yasak, bu durumu o kadar ciddiye alıyorlar! Burayı yalnızca Sithonia adasındaki Orange Beach’in olduğu taraftan ya da tekneyle uzaktan görme şansınız olabilir. Adayı üzerinden bulunan yüksek dağdan tanıyabilirsiniz.
Halkidiki’deki En İyi Plajlar
Kassandra’yı mı Sithonia’yı daha çok sevdiniz konusuna net bir cevap veremediğimiz için herhangi birine öncelik tanımayacağız. Her ikisinde de gezebilecek, denize girilebilecek yer seçeneği çok fazla.
Biz Asprovalta’dan Halkidiki’ye geçtiğimiz ve Sithonia daha yakınımızda olduğu için ilk olarak orayı keşfettik ve ardından Kassandra’ya konakladığımız otel olan Porto Valitsa’ya geçmiş bulunduk. Ancak siz konaklayacağınız noktaya göre bir planlama yapabilirsiniz. Eğer Selanik’ten Halkidiki’ye geçecek olursanız ilk olarak Kassandra’ya gitmeniz daha mantıklı olabilir.
Halkidiki’ye Arabayla Ulaşım: Bu konu tabii ki hangi noktadan buraya ulaşacağınıza göre değişir. Eğer Türkiye’den arabayla buraya geliyor olacaksanız İpsala’dan sonra otobanı Selanik’e kadar takip edip, ana yoldan aşağı Halkidiki’ye doğru gidebilirsiniz, ya da Kavala’dan sonra “National Road” olarak adlandırdıkları eski kıyı yolunu takip ederek Asprovalta gibi noktalardan geçebilir ve ara yollardan Halkidiki’ye ulaşabilirsiniz.
Sithonia Adası
Nikiti: Burası Sithonia adasındaki ilk noktalardan biri ve keşfe başlamak için en ideal yer. Plajında boydan boya mekan var ve bu mekanlardan tercih ettiğinizde yiyecek içecek sipariş vererek şezlonglarını kullanabiliyorsunuz. Denizi mi? İlk gördüğünüzde aaa ooo helelee amma güzelmiş gibi tepkiler göstermenize sebep olabilir ancak bizce denize girebileceğiniz çok daha güzel yerler var. Bizce değişik bir yerler görme niyetindeyseniz burada denizinde değil, yukarıdaki Old Town kısmında vakit geçirin. Burada 1800’lü yıllara dayanan tarihi evler, 1867 yılında inşa edilen Agios Nikitas Kilisesi ve bol bol küçük sevimli kafeler var. Özetle bizce Nikiti adadaki en sempatik köylerden biri. Yine de buraya fazla vakit ayırmaya gerek yok, isterseniz arabayla bile şöyle bir ortama bakıp devam edebilirsiniz.
Koviou & Kalogria: Nikiti ve Neos Marmaras arasında, Nikiti’den yaklaşık 6km sonra Koviou ve Kalogria adlı 2 plaj bulunuyor. Eğer Nikiti’yi gezdikten sonra denize girmek için bir mola verme niyetindeyseniz buraları hedef alabilirsiniz, denizi muhteşem! Bu iki koyda da herhangi bir tesis yok dolayısıyla havlunuzu kuma serip kendi imkanlarınızla denize girmeniz gerekecek, onu da belirteyim.
Neos Marmaras: Adadaki en bilinen diğer bölgelerden biri ve Sithonia’nın en kalabalık kasabası ise Neos Marmaras, yani Yeni Marmara. Evet bildiğimiz Marmara. Adını Marmara Adası’ndan göç eden Rumların burayı kurması sonucu almış. Burası ana yerleşim yerlerinden biri olduğu için daha çok yazlık bir belde tadında ve alışveriş, yeme içme gibi konularda biraz daha aktif. (alışveriş derken Zara var demiyoruz tabii) Deniz odaklı bir keşif için gitmeniz gereken yerler listesinde ilk sıralara koyamayacağınız ancak yine de belde olarak gezebileceğiniz yerlerden biri.
Neos Marmaras’ı da gezdikten sonra artık hedefimizi Sithonia’nın en iyi plajları olduğunu duyduğumuz 2 yer olarak belirlemiştik; Portakali ve Vourvourou. Marmaras’tan Portakali’nin olduğu noktaya yani adanın diğer tarafına ulaşmak için ya Nikiti’ye geri dönerek adanın öbür tarafına doğru gitmeniz gerekiyor. Ya da Neos Marmaras’tan adanın aşağı kısmına doğru ana yolu dümdüz takip ederek öbür tarafa geçmeniz gerekiyor. Bizce bu ikinci seçenek çok daha mantıklı çünkü bu şekilde Toroni, Sykia ve Sarti gibi farklı bölgelerden de geçmiş oluyorsunuz.
Portakali (Orange Beach): Bizce Sithonia’nın en güzel plajları listesinde ilk 3’e kesinlikle girecek olan plaj Orange Beach. Bu kadar yakınımızda, aynı denizi paylaştığımız bir ülkedeki deniz nasıl bu kadar farklı oluyor biz de çözmüş değiliz ama burası hakikaten daha önce Türkiye sınırlarında gördüğümüz herhangi bir plaja benzemiyor. Plaj ve denizin içi kum ve çakıl karışımı ancak çakıllar çok küçük olduğu için herhangi bir rahatsızlık verecek kıvamda değil. Burada ufak bir tesis var, içecek siparişi vererek şezlonglarını kullanabiliyorsunuz. Ya da isterseniz direkt havlunuzla kuma da bayılabilirsiniz. Plaja ulaşmak için arabanızı park ettiğiniz noktadan sonra biraz aşağı yürümeniz gerekiyor.
Bu arada, Orange Beach’in nüdistlerin uğrak noktalarından biri olduğunu hatırlatalım. Açıkçası oralara gittiğimizde uzanmış güneşlenirken tepemizden “bir şey” geçene kadar biz de bilmiyorduk. Artık sevinir mis Vourvourou: Sithonia’nın en iyi plajlarından bir diğeri ise Vourvourou. Biz burada denize Karidi Beach’ten girdik ve kumu da denizi de bu bölgedeki en iyilerden diyebiliriz. Burası Orange Beach ile yarışır, ancak hem plajı hem de denizin içinin tamamen kum olduğu için bizim kalbimizde favori plaj olarak yer edindi. Burada herhangi bir tesis yok ancak kumu öyle yumuşak ki, havlunuzu sererek rahatlıkla saatlerinizi geçirebilirsiniz.
Kassandra Adası
Chrousou: Kassandra’nın en popüler plajlarından biri de Chrousou’da bulunan Paliouri plajı.. Denizinin güzel olmasının yanı sıra beach barların da yoğun olduğu bir bölge olduğundan vakit geçirmek için en çok tercih edilen yerlerden biri. Zaten yukarıda da bahsettiğimiz gibi Kassandra’nın genelinde denize girilen yerler genel olarak tesis ağırlıklı ve Sithonia’ya göre daha az bakir. Biz bu plajdaki tercihimizi Koursaros Beach Bar’dan yana kullandık. Şezlongları kullanmak için minimum 4 Euro’luk bir sipariş vermeniz gerekiyor, ki bu bir içecek ile çok kolay geçilebilecek bir limit. Fiyatlar biraz daha pahalı kabul edilebilir ancak içki, kahve, hamburger gibi birçok yiyecek içecek seçeneği mevcut. Dilerseniz aynı plajda Lefki Ammos adlı bir başka popüler beach bar da var ancak mekanların hepsi birbirine benziyordu dolayısıyla hangisi kafanıza esiyorsa orayı tercih edebilirsiniz.
Pefkochori: Kassandra’da denize girilebilecek yerler listesinde karşınıza çıkabilecek bir başka nokta da Pefkochori. Burası da birçok mekan ve tesisin bulunduğu bir nokta ve denizi de diğer koylar kadar güzel.
Hanioti: Burası da Kassandra’da denize girmek için en popüler yerlerden. Plajında yan yana şezlonglarını kullanabileceğiniz, yiyip içebileceğiniz birçok mekan var ama çok da bir özelliği olduğunu söyleyemeceğiz. Ancak denizi de diğerleri gibi oldukça güzel ve civardaysanız bir yüzüp çıkmalık. Akşamları ise restoran, kafe ve dükkan bolluğu olması sebebiyle oldukça kalabalık oluyor ancak anladığımız kadarıyla daha çok ailelerin tercih ettiği bir nokta.
Kallithea: Kassandra’nın en hareketli, gece hayatı için en popüler yeri Kallithea. Burada hem denize girmek için birçok tesis/bar, hem yeme içme için birçok restoran/bar, hem de gece kulübü yoğunluğu var. Yani partilemek için bir nokta arıyorsanız hedefinizi direkt Kallithea olarak belirleyebilirisiniz. Ayrıca ilginizi çekiyorsa burada Dionysos tapınağı ve Zeus Altarı’nın bulunduğu bir arkeolojik kazı alanı da var.
Afitos: Burası Halkidiki’nin Alaçatası olarak nam salmış ve tarihinin M.Ö 3000’lere kadar dayandığı bir kasaba. Kassandra’ya kadar gitmişken buralara da bir göz atıp kasabanın içindeki Soboro Cafe’de bir kahve molası verebilir, ya da plajından denize girebilirsiniz.