Sizleri birçok kadını yakından ilgilendiren Stres Uriner Inkontinans (SUI) (idrar kaçırma) hakkında biraz bilgilendirmek istiyorum. Gerek sosyal gerekse de hijyenik sorunlara yol açan bu problemin gerçek yaygınlığını saptamak aslında çok zor. Bunun nedenleri hastalarımızın çekinmesi, utanması, idrar kaçırmayı yaşlılığın doğal bir sonucu olarak algılaması ve idrar kaçırmada tıbbi tedavinin iyi sonuç vermediği şeklinde ön yargılı olmalarıdır.
İdrar kaçırma sorununda vajina içinde, idrar kanalı etrafında yer alan kollajen yapısının güçsüzleşmesi sorumlu tutulmaktadır. Bu durumda özellikle 'Stres Üriner İnkontinens' (SUİ) adını verdiğimiz, öksürük, gülme, hapşırma gibi durumlarda karın içi basıncının artmasıyla idrar kaçırma görülmektedir. En önemli faktör genetik olarak bağ dokusunun iyi olmamasıdır. Ayrıca yapılan doğumlar, ilerleyen yaş, aşırı kilo, menopoz, sigara bağımlılığı ve bazı hormonal yetersizlikler de bağ dokusu zayıflığını hızlandıran sebeplerdir.
Şimdiye kadar tedavi de karşımıza çıkan alternatifler 1.kegel egzersizi dediğimiz idrar yolu güçlendirici egzersizler 2.medikal tedavi 3. Cerrahi tedavi idi. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile bu alanda da bazı gelişmeler oldu. Fraksiyonel CO2 lazer tedavisi idrar kaçırma ve vajinal rejuvanasyonda dikkat çekici bir başarı yakaladı.
SUI (idrar kaçırma ) de yararlandığımız Fraksiyonel CO2 lazerler cildin hem üst ve hem alt tabakalarında etkili olmaktadır. Fraksiyonel lazer sistemlerinde lazer ışığı cilde mikroskopik kolonlar halinde gönderilir. Bu bölgelerdeki esas hedef sudur, yani kollajen, kan damarları, keratinositler gibi su içeren yapılar kontrollü bir şekilde hasara uğrarlar. Termal hasar oluşan bölgenin hemen yanındaki sağlam bölgelerdeki canlı hücreler, hasarlı alana göç ederek buradaki onarım mekanizmasını uyarırlar. Böylece bu minik kolonların gönderildiği alanlarda doku yenilenir. İdrar kaçırmada tüm pre-üretral (idrar kanalı boynu ve çevresi ) alanı tedavi ederek, vajinal duvarın kalınlığını arttırır. Bu sayede, orta üretranın alt kısmından daha iyi destek sağlanır. Sonuç olarak, SUI semptomları ciddi oranda azaltarak, idrarın daha iyi kontrolü sağlanır ve uzun vadeli idrar tutabilme sağlanmış olur.
Rahim ağzı / vajina dokusunda kanser veya kanser öncüsü hücre varlığında vajinal lazer tedavisi yapılmamalıdır. Bu nedenle lazerle tedavi yaptıracak hastaların son 1 yıl içinde PAP smear testi sonuçlarının normal olması önemlidir. Aktif HSV (Genital uçuk) sorunu olanlarda da yapılmamalıdır.
Gebelik döneminde de yapılması uygun değildir. Yapılması için doğumdan sonra en az 3 ay süre geçmesi önerilir.
Lazer tedavisinin önde gelen faydalarından biri çok kısa bir sürede tamamlanması ve günlük rutininizi etkilememesidir. İşlemin kısa sürmesi, cerrahi bir kesi veya dikiş işleminin olmaması, hastalar için son derece kolay tolere edilebilir olması, anestezi gerektirmemesi, hafif- orta düzey stres üriner inkontinens ve mikst tipteki idrar kaçırmalarında oldukça başarılı olması ve aynı seansta boylu boyunca vajinal sıkılığın da sağlanabilmesi gibi avantajlı yönleri var. Aynı gün içinde hastanın kendi günlük hayatına devam edebilmesi de işlemin en önemli avantajları arasındadır.
Tedavi transvajinal ultrason probuna benzer özel tasarımlı başlığı nazikçe vajinaya uygulayarak gerçekleştirilir. Tüm vajinal duvarlar yaklaşık 20 dakika süren bir prosedür ile taranır.
‘Lunch time’ (öğle yemeği arası) olarak tabir edilen işlem son derece ağrısız, acısızdır. Ağrı eşiği çok düşük hastalarda vajina içerisine hafif lokal anestezik kremler sürülerek prosedür kolaylaştırılabilir.
Lazerle vajina daraltma ve idrar kaçırma problemlerindeki uygulamalar 4-6 hafta aralıklarla, toplam 2 veya 3 kez yapılmalıdır. Bir yıl sonra tek bir ‘hatırlatma uygulaması’ (touch up) da önerilmektedir. Kolajen bağ dokusu azalmasına bağlı olarak tüm işlemler 2-3 yılda bir tekrarlanabilir.
Hiçbir majör komplikasyon rapor edilmemiştir. Vajinal lazerler doğru hasta gruplarında oldukça yüz güldürücüdür.