HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Özgür Aşçıoğlu

BELGRAD

Magazinizmir

Gidip de dönmek istemediğin yerler vardır ya, işte açıkara bunlardan biri olabilir Belgrad. Önyargı ve şehir efsanesi nedir çok net gördüğün, meğer hiç de öyle değilmiş diyeceğin bir şaşkınlık hikayesi olabilir gezi defterinde Sırbistan.

Tam 15 yıl süren gazetecilik hayatımda sayısız ölüm, bazen de canlı canlı öldürmelere, ölmelere tanıklık ettim. Birkaç savaşın birebir içinde, kalbinde yer aldım, izledim, şaşırdım, yıprandım.. Aslında daha ben çocukken çevremizdeki savaşlarla o kadar içiçe yaşadık ki 90'larda televizyonlar, gazeteler sayesinde: savaş 80 kuşağı için neredeyse sıradan bir acı olarak anlamlandı, hafızalarımızda yer aldı. 

Bu savaşlardan biri de tam 3 yıl süren Bosna Hersek Savaşı'ydı şüphesiz. Avrupa'nın neredeyse orta yerinde yanan bu ateş şaşırtıcı bir şekilde uzadıkça uzamış, neredeyse bitmek bilmemişti. 

Sırplar ve Sırbistan diyince akla savaştan kalma önyargılar hangimizin aklına gelmez ki? Bu çekincelerle 2000'lerin başına gelindiğinde üniversite yıllarında Kuşadası'nda tatil köyü fotoğrafçılığı yaptığım yıllarda ülkemizi yoğun olarak ziyaret eden Sırp turistleri hatırlarım mesela. 95 yılının sonuna kadar süren savaşın üstünden henüz 5 yıl geçmiş olmasına rağmen nasıl bu kadar Sırp turistin tatil için güvenle Türkiye'yi seçtiğine de çok şaşırmıştım o yıllarda açıkçası. 

Genel olarak bildiğim kadarıyla Bosna'lı müslümanlarla savaşan Sırp halkına karşı herhangi bir belirgin saldırı rahatsızlık verici büyük bir olay da yaşanmamıştı o yıllardan aklımda kalan. Ama yıl 2018 olup da Yılbaşını geçirmek için Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a gitme kararı aldığımda içimden acabalar dizisi geçmedi desem yalan olur.

Daha havaalanı girişinde eski doğu bloku ülkelerindeki sert ve soğuk tavırlarıyla karşılaşma olasılığına karşı kendimi hazırladığım sırada, kendi aralarında şakalaşan ve belki de herhangi bir Avrupa Birliği ülkesine indiğinizde bile karşılaşabileceğiniz ciddi tavırlardan eser olmadığını görünce güleryüzlü bir karşılama eşliğinde valizlerinizi beklerken buluyorsunuz kendinizi. Turist Bilgilendirme masasında kimseyi bulamasanızda her bir tanıtım kitapçığının Türkçe olarak da basılmış olduğunu görüp Sırbistan geziniz boyunca sayısı giderek artacak olan şaşkınlıklarınıza bir yenisini daha ekliyorsunuz.

Bazı internet gezi bloglarını bilirsiniz; onlarcasında jenerik, ansiklopedik bilgiler birbirini tekrarlar, bazıları da sanki gerçekten o bloğu yazan arkadaş gitti mi gitmedi mi o ülkeye anlayamayacağımız şekilde bir karede bile kendisini göremediğimiz, google'dan alınma fotoğraflarla donatılmıştır. O gezi bloglarında yine para birimi, havaalanı ulaşımı vs. bir ton birbirinin kopyası bilgi arka arkaya sıralanmıştır zaten. Onun için de ben bu yazıda size daha çok bunlardan bahsetmeden kısaca Belgrad'tan başka yerlere de gidecekseniz araba kiralayın, sadece Belgrad'ta gezip dolaşacaksanız da hiç otobüsle vs uğraşmadan direk yürüyün ve taksi kullanın diyebilirim.

Şehir ve Doğa İçiçe
Belgrad şehir merkezi Tuna nehrinin ortasından geçtiği harika bir coğrafi yapı üstüne kurulu. Nehrin kollarından biri olan danube ise Eski şehir merkezi'yle Novi Beograd yani yeni Belgrad arasında bir yay yapıyor. Danube üstünde yüzen hostel ve oteller ile birçok gece kulübü ve restoran da bulunuyor. 

Bu yüzen otellerden birinde kalırsanız nehirle bütünleşik kuğu ve ördeklerle neredeyse içiçe bir tatil sizi bekliyor demektir. aynı zamanda özellikle Yeni Belgrad tarafındaki parkların bahçelerin genişliği ve özellikle haftasonu insanların şehrin ve doğanın keyfini çıkarma biçimleri kıskançlığa neden olacak kadar güzel.

Şehir Merkezi ve doğa bu kadar içiçe olmasına karşın yine de birkaç AVM hemen yanıbaşınızda sizi karşılıyor olacak şaşırmayın. AVM içindeki zincir marketlerden yerel Tamjanika, Probus ve Prokubac gibi üzümlerden yapılan beyaz ve kırmızı ürünleri farklı markalardan uygun fiyatlara bulmanız mümkün. Ama yine de ben eğer gerçek bir somelyer ile bir tadım deneyimi yaşamak istiyorsanız Eski Şehrin girişindeki Fino Vino'ya uğramanızı tavsiye ederim. Kişi sayısından bağımsız olarak ve kişiye özel, yerel peynirler ve şarküteri ürünleri eşliğinde 6-8 üründen oluşan keyifli bir tadım makul bir rakamla sizi bekliyor olacak, kaçırmayın.
 

1905'TEN AMBAR'A
Belgrad şehir merkezi Tuna nehrinin ortasından geçtiği harika bir coğrafi yapı üstüne kurulu. Nehrin kollarından biri olan danube ise Eski şehir merkezi'yle Novi Beograd yani yeni Belgrad arasında bir yay yapıyor. Danube üstünde yüzen hostel ve oteller ile birçok gece kulübü ve restoran da bulunuyor. 

Bu yüzen otellerden birinde kalırsanız nehirle bütünleşik kuğu ve ördeklerle neredeyse içiçe bir tatil sizi bekliyor demektir. aynı zamanda özellikle Yeni Belgrad tarafındaki parkların bahçelerin genişliği ve özellikle haftasonu insanların şehrin ve doğanın keyfini çıkarma biçimleri kıskançlığa neden olacak kadar güzel.

Şehir Merkezi ve doğa bu kadar içiçe olmasına karşın yine de birkaç AVM hemen yanıbaşınızda sizi karşılıyor olacak şaşırmayın. AVM içindeki zincir marketlerden yerel Tamjanika, Probus ve Prokubac gibi üzümlerden yapılan beyaz ve kırmızı ürünleri farklı markalardan uygun fiyatlara bulmanız mümkün. Ama yine de ben eğer gerçek bir somelyer ile bir tadım deneyimi yaşamak istiyorsanız Eski Şehrin girişindeki Fino Vino'ya uğramanızı tavsiye ederim. Kişi sayısından bağımsız olarak ve kişiye özel, yerel peynirler ve şarküteri ürünleri eşliğinde 6-8 üründen oluşan keyifli bir tadım makul bir rakamla sizi bekliyor olacak, kaçırmayın.


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN