Vajinismus, cinsel ilişki anında vajina girişindeki kasların istem dışı kasılarak genellikle cinsel ilişkinin hiçbir şekilde gerçekleşememesi ya da son derece acılı, ağrılı olmasıdır.
Kadınlarda ‘cinsel ilişkiye girememe’ ve ‘cinsel ilişkide kasılma’ problemidir. ‘İlk gece korkusu’ olarak da bilinir. Vajinismuslu kadınların çoğu, kendi cinsel organlarının çok küçük ve anormal olduğunu, vajinanın ya da kızlık zarının bir duvar oluşturduğunu, erkek cinsel organının çok büyük olduğunu, çok acıtacağını, çok zarar vereceğini düşünürler.iddeti değişmektedir. Çoğu vajinismus kadını aylarca, hatta yıllarca süren evliliklerine rağmen halen bakiredir. Türkiye’de vajinismusun görülme sıklığı Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan yaklaşık 20 ile 30 kat daha fazladır. Kadını her alanda ve cinsellikte “talep eden olmama”, “istekli gözükmeme” vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlar gözükmektedir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismusa daha az rastlanır. Ülkemizde ortalama her 10 kadından birinde vajinismus sorunu görülmektedir.
Vajinismus cinsel ilişki ile ilgili kadının yaşadığı bir kaygı, ‘derin korku’ problemidir. Hastaların cinsel birleşme sırasındaki panik atak benzeri reaksiyonları buna işarettir. Vajinismus hastalarında gerçek anlamda bir ağrıdan çok; cinsel ilişkide ağrı, acı olma korkusu tipiktir. Vajinismusta ana neden vajinayı çevreleyen ‘pelvik taban kaslarının’ istemsiz kasılmasıdır.
Pelvik taban kasları doğumda, idrar ve gaitanın tutulmasında, cinsel ilişkide ve leğen kemiği içinde yer alan organların tutulmasında son derece önemlidir. Vajinismuslu kadınlardaki istemdışı kasılmalar cinsel ilişki düşüncesinde dahi ortaya çıkabilmektedir. sorunun ağırlık derecesine göre kasılmaların ve vücutsal tepkilerin şiddeti değişmektedir.
Bugün için bilimsel veriler ışığında vajinismus cinsel terapiyle tamamıyla düzelmektedir.Vajinal girişteki kasılma, jel kullanımıyla, alkol alımıyla, ilaç kullanımıyla, uykuda, hamile kalmakla, lokal anestezik uygulamalarla ortadan kalkmaz. Kızlık zarıyla ilgili anatomotik gerçek bir engel olmadığı sürece kızlık zarına yapılan müdahalelerle düzelmez. Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Cinsel terapi çoğunlukla çift görüşmesi şeklinde sürdürülür. Önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları değerlendirilir, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğruların aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir. Bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir. Psikiyatrik hastalık, depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedaviyi zorlaştırır.