Merhabalar…
Son zamanlarda çevremde fazlasıyla tanık olmuş olduğum ve bu konu ile ilgili danışan sayısı fazla olunca da sizlere tiroid bezi hormonu ve egzersiz ile ilgili bir nebze de olsa bilinçlendirme amaçlı içerik sunmaya çalışacağım.
“Öncelikle Bu tedavinin konu hakkında bilgisi ve tecrübesi olan bir hekim tarafından yönetilmesinin gerekli olduğunu özellikle belirtmek isterim.”
“Endokrin Sistemi Nedir?” bunu açıklamak istiyorum; İç salgı bezleri tarafından oluşturulan bir sistemdir. Vücut dengesinin sağlanmasında sinir sistemi ile birlikte çalışır. Kan şekeri kontrolü, üreme, acıkma, susama gibi önemli fonksiyonları düzenler. Endokrin sistemi kapsayan hastalıklardan biri de tiroid bezi rahatsızlıklarıdır. Bunlar; Guatr Hastalığı, Hashimato, Hipertiroidi, Hipotiriodi gibi çeşitleriyle karşımıza çıkmaktadır.
Endokrin Sistemi ve Egzersiz
Endokrin sistem vücudun normal işlevlerinin ve hemeostazın sürdürülmesine yardım eder, vücudu egzersize ve çeşitli stresli ortamlara hazırlar ve vücudun göstermiş olduğu çeşitli adaptasyonlarda önemli rol oynar. Bu gibi fonksiyonları sayesinde endokrin sistem; egzersiz esnasındaki performansın devam ettirilmesine, insan vücudunda antrenmanlara kronik adaptasyonun sağlanmasına ve sonuç olarak da egzersiz ve spor performansının geliştirilmesine yardımcı olur. Tiroid hormonları; tiroid bezlerinden salgılanan T3 (triiyodotronin), T4 (tiroksin) ve kalsitonin olarak sınıflandırılır. Egzersiz esnasında değişimler gösterebilen tiroid hormonları; karbonhidrat metabolizması, solunum frekansının artırılması, arteryel basıncın ve kalp atım hızının artırılması gibi birçok fizyolojik görevlere sahiptir.
Bilinçli ve düzenli yapılan egzersizin sağlık üzerinde birçok yönden olumlu etkilerinin olduğunu her birimiz biliyoruz. Yanlış bilinen gerçeklerden biri ise egzersizin tek etkisinin kalori harcatmak olduğu ve yalnızca kilo vermek için yapılması gerektiği inancıdır. Oysa egzersiz kilo vermekten ziyade sağlığımızı mümkün olan en iyi seviyede tutmamızda katkı sağlaması amacıyla bir yaşam biçimi haline getirilerek hayatımızın bir parçası haline getirilmesi gereken önemli bir unsurdur.
Egzersiz yapmanız, tiroid hormonunun aktivitesini düzenler ve vücudun metabolik çalışmalarını denetler. Bu nedenle fiziksel egzersizler hipertiroidi ve hipotiroidi tedavisinde de önerilir. Uzmanlar, Optimum tiroid fonksiyonu için, haftada en az üç gün 40 dakika egzersiz yapmanın gerektiğini belirtmektedir.
Tiroit hastalığında egzersizin önemi büyük, ancak sadece belirli bir şekilde, yani doğru şekilde egzersiz yapınca faydasını görebilirsiniz. Yanlış bilinen ve doğru olmayan egzersizlerden yarar görmediğiniz gibi, tiroit hormonumuzu negatif yönde etkileyebilirsiniz. Yağ yakmamızı sağlayan yüksek şiddette egzersizler, kaslarımızı strese sokmaktadır. Daha sonra gelişebilmek ve tekrar spor yapabilmek için rejenerasyon dönemi dediğimiz bir dinlenme dönemine ihtiyaç duyuyorlar. Oysa ki hashimoto tiroit hastaları bu rejenerasyon evresini ya hiç yaşayamıyor veya çok az yaşayabiliyor. Ertesi gün hiç spor yapamayacak kadar yorgun hissetmemizin en önemli nedeni bununla açıklanabilir.
Hatalı Olan Egzersiz Türleri: Vücudu strese sokan, aşırı interval içeren kardio çalımaları, kaslara gereğinden fazla stres yükleyen fitness egzersizleri kısaca sizi yoran, enerjinizin max seviyede tükendiğini hissettiğiniz ve yapmaktan keyif almadığınız, yaparken bir an önce bitse de kurtulsam diyebileceğiniz her türlü egzersizden kaçınmanız gerekmektedir.
Kardiovasküler egzersizler sağlığımız için yararlı oldukları kadar, bu tür hastalık durumlarında bu tür egzersizlerin aşırıya kaçılması faydadan çok zarar sağlıyor. Yukarıda belirttiğim gibi, kaslar rejenerasyon yapamadığı için sürekli kas kaybına uğratıyor. Sınırları zorlayan kardio çalışmalarından kaçınılması gerektiği gerçeği tiroit hastaları için büyük önem arz eden bir kuraldır.
Yapılması Gereken Egzersiz Türleri
Nefes: Yapılması uygun olan egzersizlerin en başında nefes egzersizi geliyor. Vücuttaki stresi azaltmak en önemli noktalardan biri olduğu için nefes egzersizlerini doğru bir şekilde uygulamak gerekiyor.
Tai Chi: Uzak doğu sporları bu tür hastalıklarda en uygun olan egzersiz türlerinden biridir. Sakin fakat etkili olan hareketler, vücuttaki stres oranını düzende tutabiliyor.
Qigong: Qigond da hipotiroit hastalığı için çok faydalı egzersiz türlerinden biri. Hareketlerin özü doğal olaylardan esinlenerek hazırlandığı için vücudu strese sokmuyorlar.
Yoga: Yoganın her türü tiroit hastaları için uygun değil. Nefes ve esneklik arttıran hareketler en uygun olanlar.
Sarvangasana vücudumuzda, endokrin sisteminin korunmasında yardımcı olur. Bu poz hipotiroidizm bezi üzerinde uyguladığı basınca bağlı olarak bireylere yardımcı olduğuna inanılıyor. Tiroid vücuttaki kanın büyük kaynağını alır ve bu duruş pratik dolaşımını düzenleyen ve durgun salgıları dışarı sıkarak onun fonksiyonunu artırabilir, hipotiroidizmi hafifletir, tiroidi besler. Sarvangasana da dolaşım sinir ve solunum sistemleri için faydalıdır. Düzenli olarak bu pozu uygulayarak kaslarınızı güçlendirebilir, vücudun esnekliğini artırır ve erken yaşlanma belirtilerini önlemeniz mümkün olacaktır.
*Poz uygularken yanlış yapıldığı takdirde boyun için zararlı olabilir ve dikkatli olmak önemlidir. Poz tiroid fonksiyonunu artırır; ancak, Graves hastalığı veya hipertiroidi tanısı olan kişiler tarafından kaçınılmalıdır.
Tiroid bezinde kan dolaşımı artar, öyle ki sırtınızı kemerler. Poz, boyun ve boğaza uzanan tiroid bezini uyarır ve bölgedeki gerginliği rahatlatır. Başın ters pozisyonu tiroit e giden kan akımını teşvik eder ve hipotiroidizme yardımcı olur.
Poz Hint sabanını andırır ve dolayısıyla ismine bu yüzden halasana denir. Bu yoga egzersizinde boyun uzanır ve tiroid bezlerini uyarır. Halasana poz tiroid hormonlarının salgılanmasını kolaylaştıran olarak değil, hipertiroidizm olanlara göre, hipotiroidizm kişiler tarafından yapılmalıdır. Halasana tiroid bezini harekete geçirir hem de arka kasları güçlendirir, karın organları sesleri ve otonom sinir sistemini rahatlatır.
*Eğer Hashimoto hastalığı muzdarip iseniz, bu poz da kaçınılmalıdır.
Viparita karani çeşitli hastalıklar için de her derde deva olduğu bilinmektedir. Asana tiroid bezine giden kan akımını artırarak ve tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesi ile hipotiroidi tedavi eder. Ayrıca, uykusuzluk tedavisi stresi azaltmak ve anksiyete mücadele inanılmaktadır.
Ustrasana veya deve poz tiroid bezine kan dolaşımı sağlayarak boynumuzu germeye izin vererek tiroid aktivitesini uyarır. Ayrıca bu poz omurganın sorunlarını hafifletmeye yardımcı olur ve astım hastası insanlar için özellikle yarar sağlamaktadır.
*Eğer fıtık veya ülseriniz varsa, deve pozdan kaçının. Bu pozda vertigo, artrit veya karın yaralanmalarından her türlü muzdarip herkes için güvenli değildir. Eğer hamileyseniz, ustrasana yapılmamalıdır.
Eğer kronik sırt ağrısı veya boyun ağrısı şikâyetiniz varsa, kobra pozu kaslarınızın güçlendirilmesinde yardımcı olacaktır.
*Son zamanlarda karın ameliyatı geçirmiş iseniz, eğer fıtık veya ülser gibi sağlık problemleriniz var ise bu hareketten kaçınılmalıdır.
Tiroid bozuklukları için setu bandhasana poz etkilidir, hipotiroidizm olanlar için yararlıdır. Poz, boynumuzu uzatarak tiroid bezi kan dolaşımını artırır ve tiroid aktivitesini korur. Setu bandhasana ayrıca, baş ağrısını azaltması, kasların güçlendirilmesi ve astım tedavisinde yararlıdır.
*Eğer fıtık veya ülseriniz varsa veya hamileliğiniz son haftalarında iseniz bu pozdan kaçınmanız gerekir.
Yay pozu metabolizmayı kontrol etmek hormonun gereken miktarda üretilmesi için bezi zorlar. Dhanurasana hipotiroidizmin tedavisinde ve azaltılmasında etkilidir. Ayrıca Dhanurasana, sırt kas guruplarımızın güçlendirilmesi, menstrüel ağrı giderici ve stres azaltmak için iyidir.
*Eğer fıtık veya ülseriniz varsa veya hamile iseniz bu pozdan kaçınmanız gerekir.
En baştan buraya kadar olan tüm bu egzersizleri doğru uygulayabilmek için kesinlikle bir uzmandan yardım almakta fayda var.
Sizlere birçok insanın sorunu olan tiroid bezi rahatsızlıklarını konu alan egzersiz türleri konusunda fayda sağlamak amacıyla bilgiler vermeye çalıştım. Bu türden bilgilere ihtiyacı olan okurlarımız üzerinde umuyorum ki olumlu fayda sağlar.
Son olarak maske takmayı ihmal etmememiz ve hijyen kurallarına dikkat etmemiz gerektiğini, hem kendimizin hem de başkalarının sağlığından sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Beslenmemize dikkat etmemiz gerektiğini, doğru beslenmenin ve yeterli miktarda su içmenin fizyolojimiz üzerinde çok büyük öneme sahip olduğunu unutmamalıyız.
Sağlıklı ve fit olduğumuz daha güzel günlerde buluşmak ümidiyle.
Hoşçakalın, sağlıkla kalın.