Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol oynamaktadır. Nedeni tam olarak bilinmezken genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür.
Otizm tedavisinde erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Tedavinin amacı otizmli bireyin sosyal ve bireysel yeteneklerini geliştirmektir. Bu amaçla davranışsal eğitim ve özel terapiler uygulanır. Uygulanacak tedavinin aileye uygun olması da önemlidir. Konuşma terapisi, motor yetenekleri artırmaya yönelik terapiler, sosyal iletişim becerisini kazandırmaya yönelik terapiler uygulanan tedaviler arasındadır.
Bugün doğan her 59 çocuktan 1’i ne yazık ki otizmli olarak dünyaya geliyor. Birleşmiş Milletler (BM) bu hızlı artışı tüm ülkelerin gündemine taşımak için 2008 yılında 2 Nisan’ı Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak ilan etmiştir. Otizm ile iç içe olan her ebeveynin konuyla ilgili en uygun ve mümkün olduğunca yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Aksi takdirde otizmli çocuklar; ailelerine bağımlı, kimsenin yardımı olmaksızın günlük işlerini yapamayan, sosyal ilişkileri zayıf kişiler olarak toplumun dışında kalabilir. Sadece evde değil, dışarıda, okulda, parkta, işte ve hayatın her alanında sağlıklı ilişkiler kurabilen otizmli bireyler için ise özel eğitimlere entegre edilmiş spor etkili bir yoldur. Sporu hayatının bir parçası haline getiren otizmli çocuklar, yaşamın her alanına var olmak için gerekli kazanımları edinebilir.
Otizm bir hastalık değil farklılıktır. Bu sebepten amaç, otizmin ortaya çıkardığı farklılıkların normalleştirilmesi yönünde olmalıdır. Sporun iyileştirici gücü çocuklara, çocukların yaşlarına ve onların gelişim düzeylerine uygun olarak hazırlanan spor programlarıyla fiziksel beceriler kazanırken, hazırlanan spor programı ile aynı zamanda beynin motor korteksinin bu becerilerle aktif halde kullanılmasına katkı sağlamak amaçlanmalıdır.
Çocuk gelişim uzmanlarının neredeyse tamamı otizmli çocuklarda 3 ana spor branşını öneriyor.
Bunlar; bisiklet, yüzme ve masa tenisi sporlarıdır. Bisiklet; denge ve koordinasyon becerisi kazandırırken, yüzme; tüm vücut koordinasyonunu kullanabilme ve rahatlatıcı özelliğinden dolayı faydalıdır. Masa tenisi; dikkat becerisini ve konsantrasyonu ciddi anlamda arttırdığı için uzmanlar tarafından otizmli çocuklar için ısrarla önerilmektedir.
Atletizm: Otizm olan çocuklar için parkur ve saha harika bir çıkış olabilir. Atletizm çoğu takım sporundan daha az iletişim becerisi gerektirir, ancak pistte mükemmel olan çocuklar değerli ekip üyeleridir.
Bowling: Yüksek güç gerektirmesine rağmen, bowling, otizmi olan birçok çocuk için doğal bir spordur. Bowling ligleri genellikle bir spor organizasyonunun parçası olmak için iyi bir fırsat sunar.
At Binme: Binicilik her ne kadar pahalı olsa da yinede otizmli çocuklar için müthiş bir spordur. Aslında, birçok otizmli çocuk atları yatıştırabilme kabiliyetine sahiptir. Otizmli çocuklar, hayvanlarla insanlardan daha kolay iletişim kurabilirler.
Yürüyüş: Otizmli birçok insan için, doğal dünyanın barış ve sessizliği büyük bir stres yardımcısıdır. Yürüyüş, bireysel veya grup etkinliği olabilir, yoğun sosyal iletişimin baskısı olmaksızın egzersiz yapmanın ve doğanın tadını çıkarmanın kolay bir yoludur.
Yüzme: Yüzme, otizmli bireyler dahil olmak üzere çoğu insan için harika bir spordur. Top kullanabilme becerileri ile zor zamanlar geçiren çocuklar temel vuruşlarla ve tipik su oyunlarıyla gelişim gösterebilirler. Dahası, spor, bireysel rekabete izin verdiğinden, otizmli güçlü yüzücüler yüzme takımlarında başarılı olabilir.
Dövüş Sanatları: Karate, judo, taekwando, aikido ve daha fazlası için öngörülebilirlik ve yapının unsurlarını diğer insanlarla fiziksel etkileşimin meydan okumaları ile birleştirebilirler. Otizmi olan birçok çocuk için dövüş sanatları, benlik saygısı ile birlikte fiziksel becerileri geliştirmek için de harika bir yoldur.
Spor, Otizmin En Zor Semptomlarına Karşı Savaş Veriyor.
Otizmli çocukların düzenli ve eğitmen kontrolünde spor yapması ise, otizmin en zorlu semptomlarına karşı mücadele etmek demek.
Uzmanlar, otizmli çocuğa sporun etkilerini şöyle sıralıyor;
- Dikkat eksikliği problemlerinin önüne geçer,
- Kas ve eklemlerin normal düzeyde kullanılmasını sağlar,
- Zayıf olan merkezi sinir sistemini güçlendirir,
- Duygularını ve kendisini keşfetmesini sağlar,
- Esnek olan ve dik durmaktan tuvalet alışkanlıklarına kadar birçok durumu etkileyen eklemlerin iyileştirilmesine katkı sağlar,
- Uyku düzeninde yaşanan sorunları minimum seviyeye indirir, çocuklara uyku düzeni kazandırır,
- Hiperaktiviteyi kontrol altına alır,
- Çok sık rastlanılan bir durum olan obeziteyi önler, çocuğun yaşına uygun beden ağırlığına sahip olmasını sağlar,
- En önemlisi de başka kişilerle iletişim kurma korkusunu yenerek sosyal hayata dahil olmasına yardımcı olur.
Sizlere giderek yaygın hale gelen ve görülme sıkılığı tüm dünyada artış gösteren otizm ve otizmi kapsayan spor türlerinden ve bunların faydalarından bilgiler vermeye çalıştım. Bu türden bilgilere ihtiyacı olan okurlarımız üzerinde umuyorum ki olumlu fayda sağlar.
Son olarak maske takmayı ihmal etmememiz ve hijyen kurallarına dikkat etmemiz gerektiğini, hem kendimizin hem de başkalarının sağlığından sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Beslenmemize dikkat etmemiz gerektiğini, doğru beslenmenin ve yeterli miktarda su içmenin fizyolojimiz üzerinde çok büyük öneme sahip olduğunu unutmamalıyız.
Sağlıklı ve fit olduğumuz daha güzel günlerde buluşmak ümidiyle.
Hoşçakalın, sağlıkla kalın.