HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Ahmet Gürel

ATATÜRK’Ü ANLAMAK...

Magazinizmir

Atatürk’ü her 10 Kasım’da gözyaşları içinde anmanın hep karşısında olmuşumdur. Yüzbinlerce öğrenciye görsel-konferans verdim, onlara, Atatürk’ün de ölümlü olduğunu ama fikirlerinin ölmediğini anlattım. O, kurdukları Cumhuriyeti gençlere emanet etmemiş miydi. Konferanslarımda, gençlerin çok okuyarak, Atatürk’ü anlayıp, özümsenmesi gerektiğini vurgularım. Konferansıma, Atatürk’ün, gençlere seslenişi ile başlarım;

 

O, gençlere; “Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. Gelecekte bile seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır” dediğini anımsatırım. “Atatürk’ü Anlama”nın öncelikle, “Altı İlke”nin bilinip, hayat geçirilimesi ile başlanması gerekir. 

 

Gençler; “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişin milliyetçiliği anlatan bir cümle olmadığını hepiniz bilirsiniz. Atatürk’ün yarattığı milliyetçilik, ırkçılık gözetmeksizin toprak bütünlüğü içerisindeki tüm insanları kapsar ve aynı zamanda bir hoşgörü barındırmaktadır.

 

Halkçılık ilkesi ise; “hiçbir kimse, başkalarına karşı din, dil, ırk, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz ve herkes kanun önünde eşittir.” Günümüzde, halkçılık ilkelerden sapanlar, karşılarında halkçılığı özümsemiş, Türk Gençliğini bulacaktır. 

 

Atatürk, “Cumhuriyet”e saldıranlara karşı; Gençler cesaretimizi güçlendiren ve devam ettiren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” demiştir.

 

Atatürk’e göre; “lâiklik” yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir. Laik idarede din asla devlet işlerine karışmaz. Yine günümüzde, aksini düşenenler var ise, onlara gerekli cevabı verecek, yine sizlersiniz gençler, biliyorum. 

 

“Türk Devrimi”nin korunması, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde çağın gerçeklerine göre sürekli olarak geliştirilmesi ve yenilenme ilkesidir. Geçmişten ziyade geleceğe dönük bir ideoloji olan Atatürkçülük, siz gençlerle dinamik idealini oluşturur. 

 

Ekonomik kalkınmayı, çok kısa zamanda gerçekleştirmeyi  öngören Atatürk, buna uygun olarak, “Devletçilik” ilkesini benimsemiştir. Atatürk’ün gençlere inancını belirten sözleri ile konferansımın ilk bölümünü bitiriyorum; “Zorla veya hile ile kutsal yurdun bütün şehirleri teslim alınmış, bütün işletmeleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi işgal edilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olanı ise, ülkede iktidara sahip olanlar gaflet, sapkınlık ve hatta ihanet içinde olabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirerek düşmanla iş birliği yapabilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezik ve bitkin düşmüş olabilir. 

Ey Türk geleceğinin evladı! İşte bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Atatürkçülük’te devrimlerin korunması ve yaşatılması büyük önem taşır. Bunun en etkin yolu devrimleri doğru anlayıp, doğru anlatmaktır. Ayrıca bunun için devrimlerin temel ilkelerinden ödün vermemek ve devrimleri yıkmak isteyen eski düzen yanlılarına karşı uyanık bulunmak gerekir.

Gençler, Atatürkçülüğün yaşam şekli olması gerektiğini vurgularken, iyi bir yurttaş olma bilinciyle yetişen gençlerin, önce çevreye, doğaya, kentine ve ülkesine sahip çıkması gerektiğini söylemek isterim. 

 

O, ülkesinin yer altı ve yerüstü kaynaklarını kapitülasyon adı altında senelerce sömürenleri,  parasını ödeyerek, ülkesinden göndermiştir. Osmanlı devrinde verilen bu ayrıcalığı, iktisadi bağımsızlığın gereği olarak, kaldırıp, siz gençlere; “Tam Bağımsız Türkiye” bırakmıştır.

 

Gençler, önce ulus devletten yana olduğumuzu tüm dünyaya haykırarak, O’nun ‘Yurt’ta Barış ve Dünya’da Barış’ ilkesini hiçbir zaman unutmayıp, uygulamalısınız. Dünya; Atatürk’ün; “Yurt’ta Barış ve Dünya’da Barış” ilkesini her zaman muhtaçtır.

 

Atatürk, bir doğa aşığı olduğunu biliyorsunuz, kesilen bir iğde ağacı için neler yaptığını, bir dalın kesilmemesi için, Yalova’da bir evi 4,80 m. kaydırdığını ve Ankara’da bir bataklığı kurutarak, Gazi Orman Çiftliği yaptığını unutmayın. O, iyi bir tarım öğretmeniydi. 

 

O, ülkeyi kargacık, burgacık yazılardan kurtarıp, Latin alfabeye geçirdiğinde, ilk baş öğretmendir. Okumanın % 3-5, yazmanın % 1 olduğu ülkemizde, 40 bin köyünde; 5 bin okul olduğunu unutmayın, gençler. Açılan okullarla yetinmeyen Atatürk, kurduğu eğitmen kursları ile öğretmen yetiştirmeye başlayarak, Köy Enstitülerinin önünü de açmıştır. Sırasıyla fakültelerin ve akademilerin kurulmasıyla, sizlerin eğitimde önünüzün açıldığını unutmayın, Atatürk’ün gençleri.

 

O, devrimlerin başarıya ulaşması için, Ankara’da bir Konservatuvar kurulmasını istemiştir. İlk operayı, 1934 yılında İran şahına izletirken, bir özlemini daha gerçekleştirmiştir. O Atatürk, Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata sahip olamaz” derken, siz gençlerin sanatçıya saygılı olmanızı ve sanat ile uğraşmanızı istemiştir.

 

Gençler, 27 Aralık 1919 yılında, geldiği Ankara’da, önce Meclis’i açan ve ülkeyi düşman çizmesinde kurtaran, Atatürk ve TBMM, 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet’i ilan etmeden 13 gün önce yani 13 Ekim 1923 günü Ankara’yı başkent yapmıştır. Ankara’yı, ülkesine örnek bir kent yapmak isteyen Atatürk, yabancı mimar ve şehir planlamacıları ile çalışarak,  günümüzün kentini yaratmışlardır. 

 

Sevgili gençler, Ankara’yı imar eden, üniversiteleri ve konservatuarları kuran öğretim üyeleri kimlerdir, biliyor musunuz? Onlar, Hitler’in katliamından kaçan, Yahudi öğretim üyeleridir.

“Atatürk’ü Anlama”konulu öğrencilerime verdiğim konferansı, siz okularıma anlattım. Sıra; 27 Ekim’de Ege Üniversitesinin iki fakültesinde ve 29 Ekim 2021 günü ise, Houston ATA gurubu üyesi Türklere; “Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz” diye sesleneceğim.

29 Ekim 2021

Ahmet Gürel

Atatürk Araştırmacısı


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN