Akşamın alaca karanlığıydı hüküm süren
Gökgürültüsü,
Uçsuz bucaksız kırlar ve çayırlar,
Toprağa ip gibi boşalan yağmur,
Başharfleri şifrelenen rüzgâr,
Unutulan suyun dili,
Ve toprağa gömülen kafalar…
Sabahın dördü
Uyuyamıyorum
Öfkem boğuyor beni çaresizliğimde
Zaman yetmiyor hiçbir şeye
Hep bir şeyler eksik kalıyor
Hep bir şeylere geç kalıyorum
Koptum kendimden
Attım kendimi evimden dışarı
Gece
Yapraklara dokunuyor usulca rüzgâr
Baraj gölünün ayaklarını kaşıyor minik dalgalar
Çobanaldatan,nemlenmiş çığlıklar atıyor
Kıyı mağaralarının kıyısında.
Ve sen:ormanın geniş fısıltısı!
Bırak!dalayım gizem bürümüş karanlığına
Ve yoksul,
Ve gururlu kuytuluklarından yemyeşil muştular çıkartayım
Ve sen de ey Kızılırmak!
Bereketin,gizemin sonsuzluğusun.
Kızıla keser suyun ayışığında ağaçların gölgelerinden
Ve sen ki,yalnızlıkların bağrında oyuklar açarak,
Kıvrıla kıvrıla akarsın Orta Anadolu’dan Karadenize
Hadi durma,konuş benimle!
Bana suyun şafağını anlat!
Bana kendini dalgalara verişini,renkli hikâyeni fısılda!
Ve sizler;gecenin saçlarına tırmanan sarmaşıklar!
Kimsesizliğinizi,özlemlerinizi ağaçlara tırmanarak mı telâfi edersiniz?
Peki,ya siz karıncalar!
Toprağın gizli ve kıpırtısız yüreğinin üzerinde bu katarlarınız
Neden hiç mola vermez,
Düzenleri nasıl hiç aksamaz?
Ve bir ibadet hûşûsu içerisinde nasıl bu kadar sadık kalırsınız görevlerinize?
Tabiat ve hayvanlar büyük bir uyum içerisinde
Devam ederlerken hayatlarına,
Bu üst üste yığılı sessizlikte uyuyor yıkıcı insanlar/ımız
Ve gün ağarmaya başladığında
Alevden parıltılarıyla istilâya kaldıkları yerden devam edecekler dünyayı
Saat altı otuziki
Karanlığı yırtarcasına,
Sihirli bir dokunuş gibi ruha huzur vererek
Sâbâ makamında okunmaya başladı ezan
Bunca olumsuzluğa rağmen
Mavi bir damla umut düştü yüreğime
Ve kısa fitilinden alev almaya başladı idare lâmbası
Ve bereketin içinde boy atmaya başladı zaman
Toprağın çatlaklarına yürüdü sular
Ve beşiğinde boy atmaya başladı filizler
Boy atmaya başladı…
…karantina yalnızlıklarım…Kolay/Bafra/ Samsun..06 aralık 2021