Hangi Tür Alışverişi Seviyoruz?

Hayatlarımıza ani bir giriş yapan korona virüs salgını, rutin giden günlerimizi ve süregelen alışkanlıklarımızı bir anda sekteye uğrattı. Esasında diyebiliriz ki virüs hepimizin yaşam şeklini değiştirdi, farklı bir boyuta taşıdı. Corona belki geride kaldı ama bireysel ve toplumsal çerçevede birçok iz bıraktı.
Pek çoğumuz maalesef ya işsiz kaldı ya da home ofis çalışma sistemine geçti. Dışarıdaki yaşam koşullarımız da değişti. Evlerimizde daha çok zaman geçirmemizden ötürü zaten hayatımızın bir parçası olan internet tamamen merkezimiz haline geldi desek yanlış olmaz. 

İzole yaşam sürdüğümüz günlerde haliyle avm, mağaza ve market alışverişleri de büyük büyük oranda sanala evrildi. O günlerde bir çoğumuz saatlerce dolaşarak, deneyerek, dokunarak, tadarak yaptığımız alışveriş tarzını çok özledik. Ancak bir yandan da internet alışverişini de fazlasıyla benimsedik sanki ne dersiniz?  
Bir anket çalışmasında halka "sosyal alışveriş mi, sanal alışveriş mi?"  başlıklı bir soru sorulmuş. İki alışveriş şekli arasında fazla bir fark çıkmamış.  Birçok kisi internet alışverişinin her zaman daha kolay ve keyifli olduğu görüşünü savunmuş. Yine yüzde 50'ye yakın bir kesim de dokunarak, deneyerek fiziki olarak bir şeyler satın almanın daha keyif verici olduğunu söylemiş. Öyleyse bu bağlamda gelin sanal ve sosyal alışverişin ortak ve farklı yönlerini inceleyelim: 

Online alışverişin en tercih edilir yönü evden çıkmadan, oturduğumuz yerden alışveriş yapıyor olmanın rahatlığı. Elbet bu durum zaman tasarrufu da sağlıyor. Bunun yanı sıra tüketiciler sanal alışverişteki fiyatları mağazalara göre daha uygun buluyor. Ürün çeşitliliğinin fazlalığı, ürün karşılaştırmaya yönelik yorumlar ise sanal alışveriş tercihinde artı rol oynayan diğer unsurlar.

Sosyal alışverişin tercih sebeplerine gelince; birçok insan fiyat odaklı olmaktan ziyade görerek, deneyerek, dokunup tadarak yapılan alışverişin daha kaliteli ve daha sağlıklı olduğu fikrinde birleşmiş. Çeşitli alternatifleri yakından görmek ve akılda olmayan ürünlerle de karşılaşabilmek ve farklı fırsatları değerlendirebilir olmak da  fiziki alışverişi çekici kılıyor. Bir diğer etken de insanlar sosyal alışverişte deneyim kazandıklarını düşünüyor. Dışarda zaman geçirmek ve aciliyet gerektiren durumlarda kargo beklemek yerine ulaşılacak en yakın mağazaya gitmek ise yine fiziki alışverişin tercih nedeni.

Görülen o ki her iki alışveriş biçiminin de kendi içinde artı ve eksileri var. Kanaatimce teknolojik gelişmeler her geçen gün hayatımıza daha fazla sirayet edecek. Bu nedenle de tercih edirliliğini hiç yitirmeyecek. Fakat yeni çağ mağazaları da bu konuda büyük ve yeni atılımlar yapacak. Eğer amaç sadece alışveriş yapmaksa internet bu ihtiyacı zaten karşılayacaktır. Bu nedenle mağazalar kendilerini yenileyecek; ürün satmanın dışında müşterinin keyifle vakit geçireceği, alışverişin yanı sıra moda, sanat ve tasarımın daha ön planda olacağı merkezler haline gelecek. 

Öyle veya böyle bir şekilde üretici üretmeye, tüketici de tüketmeye devam ederken, bu çark da böyle dönmeye devam edecek.. .