Kuğu kendisini beyazlaştırmak için yıkanmak zorunda değildir. Sen de kendin olmak için bir şey yapmak zorunda değilsin. LAO TZU
KENDİN KALABİLMEK
Doğada her şey kendi halinde renkleriyle, yaşam biçimleri ve döngüleriyle.
Mikrodan makroya kadar çabasız halde yaşam.
“Neden ben” İnkar yok.
“Böyle olmak istemiyorum” direnç yok.
“Daha iyi, daha güzel, daha başarılı,” daha ve daha yok.
Tam bir denge, uyum ve ahenk içinde bir düzen.
Her biri varoluşlarıyla kusursuz.
Doğada hiçbir canlının rengi değişmez, örneğin bir papağanın rengi solmaz.
Bir kuğu çamura bulansa bile beyazlığından hiçbir şey kaybetmez.
Biz insanlar doğanın içinde ama bir o kadar doğadan uzak yaşıyoruz.
Kendi doğamızdan, doğalımızdan da uzaklaşıyoruz. Bir reddediş, inkar, değiştirme kendimizce düzeltme çabası içerisindeyiz.
Nasıl ki bir mobilya boyandığında bir süre sonra rengi solarsa, bizler de doğallığımızı kaybettiğimizde, üzerini örttüğümüzde bir süre sonra alttaki renk acımasızca çıkar ortaya.
Kendi doğallığımızın üzerini nelerle örtüyor, hangi renklerle boyuyoruz?
Sahip olmanın getirdiği gücün rengi çok parlaktır mesela.
Eşyalar, mal, mülk ve kariyer.
Kim olduğunun isminin önündeki unvanlar pırıl pırıl parlayan kırmızıdır.
Ve elinden alındığında gün gelip bırakmak zorunda kaldığında alttan hangi renk çıkar kim bilir?
Mütevaziyim, çok iyi birisiyim, dürüstüm diye tanımlarsın kendini. Saflığın ve beyazlığın ile göz kamaştırırsın.
Bir an gelir ne iyiliğin kalır ne de dürüstlüğün. Alttan hangi renk çıkmaya başlar kazıdıkça.
Ben sevgiyim, ben aşkım diye kelebekler gibi uçuşurken pespembesindir.
Reddedildiğinde hangi renge bürünürsün. Saklayabilir misin?
Sorun şu aslında. Tek ya da bir iki renkle kendini tanımlaman hatta o renklere sahip olmak için uğraşıp didinmem.
Halbuki izin versen tüm renkler var sende.
Hepsi canlı ve hepsi gerçek. Hepsi açığa çıkmak için zamanını bekler ve her biri birbirinden güzel.
Bir kaybediş bir ayrılık belki kahverengidir ama gerçektir.
Üstünü örtmeden doğallığınla yaşayabilir misin?
Mutluluğunla, mutsuzluğunla, sahip olduklarınla, olamadıklarında, huzurunla huysuzluğunla, öfkenle, sevginle, nefretinle de. Acını da ızdırabını da gösterebilir misin?
Çünkü sen her şeyinle olduğun gibi güzelsin.
Peki….
Bugün hangi rengini giydin?
--