Önüme birçok taş çıktı, ben o taşlardan kale inşa ettim. (Anonim)
Karşımıza zorluklar çıktığı zaman iki seçeneğimiz var.
Ya şikayetle, “Bu da mı benim başıma gelecekti?” der, sızlanırız.
Ya da, “Burada bana verilen mesaj ne? der, öğretiyi alırız.
Ya güçlenmeyi seçersiniz ya da mağduriyeti…
Yaklaşımınız, yolunuza çıkabilecek diğer taşlara duruşunuzu belirler.
“Ayağınıza taş değmesin” sözü sevdiklerimizin bizler için en güzel duası gibi gözükür.
Hatta onlar bizden önce bizim yolumuza çıkıp o taşları ayıklamaya kalkışırlar:
“Aman sana bir şey olmasın, her şey yolunda gitsin.”
Bu hayatta hiç üzülmeyelim diye çabalarlar.
Hep güneşli günlerimiz olsun, daima yolumuz dümdüz olsun isterler.
Önümüze bakmadan yürümeyi öğretirler.
Onlar bizim için bakar nasılsa” diyerek, koşa koşa güvenle yürümeye alışırsın.
Gün gelir küçük bir taş ayakkabının içine giriverir.
Hiç taş görmemenin şaşkınlığı ile baka kalırsın.
Rahatsız olmuşsundur artık.
Canının yandığı yerde yeniden başlar hayat.
Yola bakışın değişir.
Ya başka taşlar da varsa…
Evet, var!
Hem de kocaman iri taşlar…
Küçükleri at cebine, ilerle.
Büyükler ayağına takıldı mı?
Dur biraz, dinlen.
İlerlerken yolunun tam ortasında önünü kapatan kocaman taşlar da göreceksin.
Ne yapacağını bilemediğin böyle zamanlarda ise düşün.
Etrafından dolaşabilirsin, üzerinden atlayabilirsin, üzerine çıkıp belki daha ileriyi kolaylıkla görebilirsin.
Görmeyip düşebilirsin de…
Önüne çıkan, hızını kesen taşa kızma.
Hatta sev.
Onunla birlikte kalk ayağa.
O taşlar hep vardı var olmaya da devam edecek.
Sevdiklerimiz bizim için bir yere kadar yolumuzu temizleyebilir.
Güçleri yetene kadar…
Yol senin, toplayabildiklerini topla.
Hayatın sana sunduğu hediyeler olarak kabul et ve kendine bir kale yap.
Yaptığınız kalelerle kendinizle gurur duyduğunuz mutlu bir yıl olsun.
Hoş geldin yeni yıl.