HEMEN MAGAZİN İZMİR'E ABONE OL!

Olcay Meşe

KÜÇÜK KIZ ve KARA BULUTLAR

Magazinizmir

Bir zamanlar, içinden ırmaklar geçen, yemyeşil ormanlarla dolu  ve büyük denizlerin kıyılarıyla çepeçevre sarılı, dik yalçın sıradağlarla korunaklı güzeller güzeli bir ülke varmış…Binlerce yıldır nice masal ve  hikayeye konu olan bu güzel diyar, çeşit çeşit yemişlerin yetiştiği bereketli topraklara, geniş ovalara sahipmiş... Kadim şehirlerinin içinde, nice kültürleri saklarmış…

Hem doğası hem de kültürel hazineleriyle bulunduğu konum onu dünyada eşsiz kılarmış…

Bu güzel ülkenin,  uzak bir kasabasındaki  çiftlikte, küçük bir kız yaşarmış. Anne, baba ve dedesiyle günlerini mutlu mesut geçiren kızın en büyük hayali büyüyünce öğretmen olmakmış…Henüz okul çağına gelmediğinden, evin avlusunda kendi küçük hayali okulunu kurar, öğrencilerini çiftlikte onunla beraber yaşayan hayvan dostlarından seçermiş…Kediler, ördekler, tavuklar ve ineklerle dolu renkli bir sınıfı varmış küçük kızın…Günler birbiri  ardına, böyle mesut geçip giderken, küçük kızın neşesi ,dokunduğu her kalbe bulaşıp onları da sararmış…

Üstelik küçük kızın kimseye söylemediği sihirli bir gücü de varmış. 

 

O insanların üzerinde dolanan ve kimsenin göremediği kara bulutları görüp, onları yok edebilme yeteneğine sahipmiş. Hatta kalbindeki iyimserlik ve neşe sayesinde  o ve ailesinin üzerinde ki kara bulutları  defalarca dağıttığı olmuş. Aslında küçük kızın yaptığı olumsuz görünen olayların içindeki iyiyi ve umudu ortaya çıkarmaktan başka bir şey değilmiş. Bu ortaya çıktığında da kara bulutlar kendiliğinden dağılıyorlarmış. 

Günlerden bir gün annesini başında kocaman bir kara bulut ile çiftliğin  bir köşesinde ağlarken bulmuş…Yanına yaklaşıp,  ne olduğunu soran kızına  cevap vermeyen genç kadın,  onun burada dedesiyle kalması gerektiğini, eşi ve kendisinin denize kıyısı olan bir şehre gitmek zorunda olduklarını söylemiş…Anne ve babasının kara bulut yüzünden gideceklerini anlayan küçük kız hemen  sırrını annesiyle paylaşmış. Ona kara bulutları dağıtma gücü olduğundan , biraz beklerse o bulutu mutlaka sihirli güçleri ile dağıtacağından böylelikle o ve babasının gitmek zorunda kalmayacağından bahsetmiş...

 

Kızını daha fazla hayal kırıklığına uğratmak istemeyen genç kadın buna çok mutlu olduğunu söylemiş,  fakat buluttan gidecekleri şehirde ki tüm insanlarda  olduğunu bu yüzden 

onlara da yardım etmek  gerektiğini anlatmış. Bunun üzerine küçük kız  annesine kara bulutları nasıl yok edebileceğini öğretmiş ve diğer insanlara yardım etmeleri için, gitmelerine izin vermiş..

 

Çok geçmeden anne ve babası, O ve dedesiyle vedalaşıp denize kıyısı olan şehre gitmek için yola çıkmışlar. 

Oğlu ve gelininin ardından gözyaşı döken yaşlı adamın da çok geçmeden kafasında kara bulutlar dolanır olmuş fakat küçük kız neşesi ve sevgisi kısa sürede onları  yok etmeyi başarmış.  Gün geçtikçe çiftliğe gelip giden diğer insanların başlarında da kara bulutlar olduğunu fark eden küçük kız dedesine bunun nedenini sormuş. Oğlu ve gelininden uzun süredir haber alamayan yaşlı adam çaresiz tüm gerçeği torununa anlatmak zorunda kalmış.

 

Ülkenin büyük bir savaşta olduğundan dört biryandan düşmanların saldırdığından bahsetmiş Ona…Nedenini soran küçük kıza ‘’bu güzel ülkeye sahip olmak istiyorlar da ondan’’ demiş. 

 

Küçük kız,’’ kara bulutları onlar yapıyorsa onlar kötü insanlar olmalılar ‘’ demiş dedesine…

 

Yaşlı adam küçük kıza gerçekleri anlatmaktan memnun olmasa da  bir yandan  sonucunun ne olacağı belli olmayan bir savaşta torununu her şeye hazırlamak zorunda olduğunu düşünüyormuş…Gerçekleri öğrenince anne ve babasıyla gitmediğine pişman olan küçük kızı dedesi teselli etmiş…

Annen ve babanın senin iyi olmana ihtiyacı var ama demiş Ona…

Hem zaten onların yanında ‘’Büyük Adam’’ var. Büyük Adam kim? diye sormuş küçük kız…Büyük Adam tüm bu kötülükleri yapanlara karşı, ülkedeki insanları birleştirdi ve onlarla savaşmamızı sağlayacak bir ordu kurdu…O çok cesur ve  güçlü bir adam ona hepimiz inanıyoruz demiş dedesi…O zaman Büyük Adam’ın başında kara bulutlar toplanamaz o kötülerden de güçlüdür demiş neşeyle küçük kız…Onun annesi ve  babasını  koruyacağını düşünüp kendini hiç olmadığı kadar iyi hissetmiş…

 

Nihayet, bir Ağustos ayının son günü güneş daha  parlak doğuvermiş…Çiftliğe süt almak için gelen insanlar bir hayli neşeliymişler...Dedesiyle kahkahalar atıyorlar, birbirlerine sarılıyorlarmış...Küçük kız dedesine, ‘’Neler olduğunu’’ sormuş…Dedesi Büyük Adamın ve ordusunun zafer kazandığını, ülkenin kurtulduğunu söylemiş küçük kıza…

 

Anne ve babam eve  dönecekler  o halde demiş küçük kız neşeyle…

Çok geçmeden de bu kadar hüznün ve ayrılığın sonuna yaraşır bir mutlulukla bir sabah uyandığında anne ve babasını baş ucunda buluvermiş…

 

Üstelik tepelerinde o kara bulutlardan yokmuş…Çok geçmeden de eski mutlu günlerine dönmüşler …Küçük kız tepelerinde ki  kara bulutları Büyük Adamın mı yok ettiğini sormuş anne babasına…Genç çift pek bir şey anlamasalar da ‘’ evet ‘’demişler gülerek Ona…’’Onun sayesinde dağıldılar…’’

 

Onunla karşılaşmayı gerçekten çok isterim demiş küçük kız. Tıpkı benim gibi kara bulutları yok etme yeteneğine sahip…

 

Çok geçmemiş  ülkenin yaralarını sarmak  ihtiyaçları belirlemek için  erkanıyla köy köy gezen Büyük Adam küçük kızların çiftliğine de uğramış…

Küçük kız Büyük Adam’ı görünce O olduğunu hemen anlamış…Siyah bir atın üzerinde masmavi gözleriyle küçük kıza bakan Büyük Adam gülümseyerek Ona adını sormuş…Adını söyleyen küçük kız  onu tanıdığını onun herkesin başındaki kara bulutları dağıtan kişi olduğunu söylemiş ve…’’Benim gibi onları yok etme yeteneğine sahip olduğunuzu duymuştum fakat başınızın üstündeki minik kara buluttan sanırım haberiniz yok ‘’diye eklemiş…

 

 Büyük Adam, ‘’Hayır biliyorum’’ demiş. ‘’Üstelik, gün geçtikçe de büyüyor…’’ Küçük kız onu neden yok etmediğini sormuş adama…

 

‘’Onu yok edemiyorum çünkü  senin kadar güçlü değilim’’ demiş Büyük Adam… Küçük kız bahsettiği gücün ne olduğunu sormuş Ona…Büyük Adamın mavi gözleri endişeli bir biçimde uzaklara dalarken, ‘’Geleceğe karşı umut beslemek ve onu değiştirebilmek ‘’ demiş küçük kıza…Ancak sen ve senin gibi çocuklar bu güce sahip olurlar.

 

Meğer Büyük Adam ülkeyi kurtarmış olsa da ülkenin geleceğinden endişeliymiş…Şimdi ise bu küçük kızı görünce ülkeyi kime emanet etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlamış ve endişelerinden arınmış… 

 

Küçük kıza gelecekte ne yapmak istediğini sormuş. Küçük kız öğretmen olmak ve kara bulutların nasıl yok edileceğini çocuklara öğretmek istediğinden bahsetmiş Ona…O anlattıkça büyük adamın başındaki kara bulut giderek erimiş ve yok olmuş…Neşeyle küçük kızı kucaklayan adam   o ve ailesinin  ihtiyaçlarını belirledikten sonra  oradan ayrılmış.

 

İşlerini bitirip ülkenin kalbindeki  büyük şehre dönünce , milletin iradesiyle yönetilen meclisi bir 23 nisan sabahında açmış . Ardından neşeyle erkanına ‘’ Efendiler bugünü bayram ilan ediyoruz ‘’ demiş…Ona ne bayramı olduğunu soran adamlarına…’’Bugün benim geleceğe dair tüm kaygılarımı dindiren beni ülkemin geleceğine umutla bakıp inandıran çocukların bayramı …demiş ve eklemiş, ‘’Hiç şüphem yok ki Onlar bu  ülkenin egemenliğini baki kılacaklar’’…

 

O gün bugündür bu bayram bu güzel ülkede olduğu gibi tüm dünyada da neşeyle kutlanır olmuş…Küçük kıza ne mi olmuş? Öğretmen olmuş, ve kendi gibi çocuklar yetiştirmiş… Böylece  ülkede 23 nisan ruhu hep baki kılınmış…Kara bulutlara gelince onlar her zaman ortalıkta dolanırlarmış ama 23 Nisanın ruhuyla kaybolup yok olurlarmış.

OLCAY MEŞE 


Yazarın Diğer Yazıları
FACEBOOK İLE BAĞLAN