Bu kadar severken gittiysem,
sen kaybettin.
Gözlerimin ölüsünü bulacaksın fotoğraflarımda
Yutkunuyorum, yürürken gecenin karanlığı yüreğimde.
Geçemiyorum kelimelerden cümlelere
Ve gecenin düğümünü çözmeden,son kez yalnızlığıma bakarak
vazgeçilmiş bir şehrin ortasına kusuyorum.
Düşüyorum büyük bir gürültüyle uçuruma:
İki yanım kavrulmuş mavi…
Şimdi ben hangi suyun sesine gideyim?
Ya da hangi perdeyi aralayarak . Yürek ezici geçmişimden yardım dileneyim?
Eve yaklaştım.
Bir gece
Bir “gece” bırakılmış kapımın önüne,
Yalnızlığıma hiç benzemeyen bir gece
Bir yanı mavi öteki yanı zifir karanlık
İki ayrı kutup.
Bir yanda bahar, bahçe
Diğer yanda boran, gökgürültüsü,
Fırtınalı yağmur
Bir yanda mavi sevda
Diğer yanda lâcivert yalnızlık
Bir yanda ısınırken sevdanın sıcağında
Diğer yanda yapraklarını döker Kasım
Gün çoktan döndü yüzünü sabaha
Ve öğle sonrası
Avuçlarım sızlıyor
Titrek yaz güneşi kayarak iniyor çatılardan sokakların ayak seslerine
Kafelerde, kahvelerde, bahçelerde,
Duldalarda pinekliyor hâlâ insanlar
Bir ağaç kendini yakıyor caddenin ortasında
Bir mavide, kırmızı da alev alev..
İşte Müezzin!
İkindi ezanı için yöneliyor camiye
Dudaklarım ikiye ayırdı suskumu bu ıssız köşede
Ruhsuz bir seslenişin ölgün kanadına kurdum çadırımı
Ve penceremi kapattım kendime
Gökyüzünde bir top bulut,içinde ellerim,yüzüm
Ve esmer aydınlığında ağır bir akşamüstünün gürültüler eşliğinde girdim eve
Ceketimi astım
Ve çıkarttım cebimden kendi karanlığında yaşayan yalnızlığımı
..
İyi ki varsın yalnızlığım
İyi ki varsın,
İyi ki..
Mayıs 2023/Ankara