5 Haziran Çevre gününde, dünyayı yok edecek bir zararlı maddeden söz edeceğim. 1955 yılında Amerikalılar tarafından ticari olarak piyasaya sürülen naylon, 1970’ten sonra da hızla dünyaya yayılmıştır. Ülkemizde ise bu yeni icat, bir uygarlık göstergesi gibi kabul görüp, yaygınlaşmış ve avuç avuç tüketilmeye başlanmıştır. Türklerin geleneksel pazar aracı olan file, hemen terk edilerek yerini naylon poşete bırakmıştır.
Ülkemizde, önce şehirler bu yeni icat naylon ile tanışmış ve çöplükler onlarla dolmuştur. Doğa harikası dağlarımızı keşfeden gezginler, oralarda kendilerinden önce gezenlerin naylon atıklarıyla karşılaşmışlardır.
Köylülerimiz senelerdir “Akan su kir tutmaz” deyişi ile çöplerini yakınlarındaki derelere atarken, akan dere yok edemediği naylon poşetleri aşağılardaki daha büyük su havzalarına taşımıştır. Nehirlerle beslenen göllerimiz bu yeni icadın toplanma yeri olmuştur. Doğrudan denizlere açılan nehirler ise taşıdıkları bu atıkları deniz dip ve yüzeylerde toplayarak, ülkemizin önce görsel güzelliğini, sonra da habitat dengesini bozmuştur.
Üç tarafı denizlerle çevrili ve 8.333 km. kıyıya sahip olan ülkemizin balıkçıları, ağlarına takılan naylonlardan şikâyetçi olurken, yakaladıkları balıkların midelerinde de naylon parçaları üzülerek görmektedirler. Deniz hayvanlarının yaşadıkları yanı sıra karada yaşayan hayvanların yaşamlarını da tehdit eden naylon poşet, onların hastalanmalarına ve ölümlerine neden olduğu da ayrı bir gerçektir.
25 yıl Devlet Su İşleri’nde mühendis olarak çalışırken, buna benzer birçok olay yaşamışımdır. Devletin ve mahalli idarelerinin uyarı ve yaptırım görevlerini yapmadıkları sürece, bu kirliliği her yerde görmemiz kaçınılmazdır.
Üzerinde bulunan 5 baraj ile Fırat Nehri ve 2 baraj ile Dicle Nehri; 7 gelinli nehirler olarak ülkemizin medarı iftiharımızdır. Bu baraj gölleri de ne yazık ki evsel ve naylon atıklarına maruz kalmaktadır.
Karada 800 yıl, denizde 400 yılda yok olduğu tahmin edilen naylon poşetin sadece %1’i geri dönüştürülürken, %99’u da doğada serbest kalmaktadır. Dünya’da her yıl, 500 milyar ile 1 trilyon arasında naylon poşet kullanıldığı tahmin edilirken, ABD’de 380 milyar poşet kullanılmaktadır.
Ülkemizde ise yılda 5 milyar adet naylon poşet kullanılmakta olduğu tahmin edilmektedir. Dünya’yı cehenneme çeviren naylon poşet artıklarının sorununu geçte olsa anlayan ülkeler, bu konuda çeşitli önlem almış ve almaya devam etmektedirler.
Dünya üzerinde “Naylon Poşet” zararları konusunda neler yapıldığına bir bakalım:
ABD’de San Francisco ve New York ile Los Angeles’ın Kent Konseyleri “Naylon Poşet” yasaklama kararı almışlardır. İsviçre, İsveç, Norveç, Almanya ve Hollanda, İngiltere ve İrlanda Hükümetleri naylon poşet kullanımını azaltmak için şöyle bir karar almışlardır.
Bu ülkelerde herkes aldıkları naylon poşetlerin parasını ödemeye başlayınca, naylon poşet kullanımı azalmaya başlamıştır. Fransa ve İtalya alışverişlerde sadece doğada çözünebilen, kumaştan ya da kâğıttan torbalar kullanmaya başlamışlardır. Hindistan, Bangladeş ve Ruanda, Tayvan, Kenya, Uganda ve Güney Afrika, Avustralya ve Çin naylon torba kullanılması yasaklayarak ülkelerdir. Çin, getirdiği yasaklarla toplam 3 milyon 600 bin ton petrol tasarruf etmiştir.
Tarımsal topraklarımızın kirlendiğinde, su kaynaklarımız kullanılamaz duruma geldiğinde dünya adeta cehenneme dönecektir. Topraklarını dönemin ABD Başkanı’na satmak istemeyen Kızılderili Şef Seattle’in 1854 yılında yazdığı mektupta geçen şu sözleri çok anlamlıdır:
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!”
Ülkemiz, “Naylon Poşet” kullanımını yasaklayarak, 100 yıl önce sahip çıktığı vatan toprağına bu kez de çevre açısından sahip çıkacaktır. Milyonlarca senedir kirlenmeden bize kadar gelen toprağımızı ve denizlerimizi torunlarımıza tertemiz bırakmak özlemi sadece Kızılderili Şef Seattle’ın değil tüm ülkenin arzusu olmalıdır… Param var diyerek, poşet satın alanlar, bilmeliler ki aynı gemide yaşıyoruz.
Alış verişlerimizde eskiden olduğu gibi ipten yapılmış file veya bez torbalar kullanmalıyız, Bu bilincin gelişeceği ve yaygınlaşacağı ümidimle… 5 Haziran 2023
Ahmet GÜREL
İzmir Platformu Başkanı