AŞKIN HALLERİ VE YAZ

İnsanlar arasında ilişkileri kurmak kolay fakat aynı zamanda bir o kadar da zordur. Özellikle de ikili ilişkilerde çoğu zaman başlı başına sevgi yeterli olmuyor;  bazı ilişkileri ayakta tutmaya her zaman salt sevgi yetmiyor.  Bazen iki insan arasında derin bir sevgi bağı olsa da içinde bulunulan ortam veya şartlar insanı zoraki ilişkilere itebiliyor.

Çevremizde veya televizyonlarda ne kadar da tanık oluyoruz kırık dökük aşk hikayelerine... Birbirlerini sevip de aileleri yüzünden kavuşamayan ya da şartlar öyle gerektirdiği için birbirini severek ayrılan insan o kadar çok ki! İşte, bu noktada eğer sevdiğiniz insan yanınızdaysa ne kadar şanslı olduğunuzun farkında olmalısınız. Sevdiğiniz insanı bulduysanız sıkı sıkı tutmalı, hiç bırakmamalısınız.

Peki aşk nedir sizce? 

Aşk insanı çarpıp geçen bir duygu mudur, yoksa insanın yüreğinin bir köşesinde yer edip bir ömür boyu orda kalabilir mi? Gerçek aşk sanılanın aksine her zaman rastlanabilen bir duygu değildir. 

Bulunduğunda yakasına yapışılmalıdır o halde. Hayatımızda belki birçok şeyin eksikliği, aşkın yaşantımızda olmayışındandır. Bunca cinayetler, kavgalar, bunca hırs, öfke kalbinizdeki aşk boşluğundandır.

Aşk insana pozitiflik verir. Aşık insan her türlü olayı daha farklı değerlendirir. Kızılacak durumları bile tolere edebilir. Aşık insan için güneş farklı doğar. Aşık insan çocuklaşır. Aşık insanın gözlerinin içi farklı güler. Aşk dolu gözler her şeye güzel bakar. Aşk insana yaşama sevinci, hayat enerjisi verir. Mutlu insanın da her kişiye, her olay ve duruma geri dönüşümü ise çok daha olumlu olur.Bir ince çizgi daha var ki dikkat edilmesi gereken:  O da şehvet ve aşk arasındaki farkı ayırt edebilmek...  Şehvet, aşk yolculuğunda olağan bir aşama olsa da, onu sürdürülebilir kılmak için fiziksel çekicilikten daha fazlasına ihtiyacınız vardır. Zamanla, aşık olduğunuz kişiyi ne kadar iyi tanırsanız ve onunla ne kadar çok bağ kurarsanız, gerçekte kim olduğuna o kadar çok değer verirsiniz ve o da sizin gerçekte kim olduğunuzu o kadar çok önemser.

Aşk, riski sever. Eğer bir şey varsa, onu heyecanlı kılan risktir. Aşk çoğu zaman en olmazların içine sokar, “yapamam” denilenleri yaptırır, gözler kör olur, kişiyi ucu görünmeyen tünelin içine gönüllü olarak sokar. Risk arttıkça tutku da artar. Ve kalp kırıklığı da bir risktir ama insan bunu da bilmesine rağmen aşka boyun eğer.

Yapılan araştırmalarda ayrıca bahar ve yaz mevsimiyle aşk arasında da psikolojik bir bağlantı kurulmuş. Yaz mevsiminde insanlar daha çok ve daha çabuk aşık oluyor. Bunun sebebi ise şöyle açıklanıyor:

Aşk hormonu’ olarak da bilinen feromon salgısı ile aşık olan kişinin davranışlarında çeşitli değişiklikler ortaya çıkıyor. Kimi zaman dengesizlik, kimi zaman fazla heyecan, kalp çarpıntısı ve aşırı duygusallık olarak gözlemlenen bu durum “aşk” olarak adlandırılıyor. Aşık olan kişide daha çok feromon salgılandığı için bu değişiklikler de giderek artıyor. Böyle durumlarda vücuttaki feromon 

hormonunun artışı aşkın dozunun artması olarak algılanıyor.

Hissedilmeyecek bir kokusu olan ve uçucu nitelikteki kimyasal bir salgı olan feromon vücuttan ter ve idrar yoluyla dışarı atılır. Direkt olarak algılanamayan bu hormon aşkın başlamasına neden oluyor, salgının artmasıyla birlikte aşık olmayı sağlıyor. Aşık olunduğunda başlayan psikolojik süreç feromon salgısının artmasıyla bağlantılı olarak gelişiyor. 

Bu kadar güzel duygu aşk; bu kadar güzel şeylere sebep olabiliyorken aşık olmaya, elimizdeki aşkların kıymetini bilmeye değmez mi?