Tropik, lokal ve spiritüel hazinelerle dolu düş gibi bu adada,
her doğan gün yeni bir festival!
Kumsallar, volkanlar, pirinç tarlaları, yağmur ormanları… Festivaller, ritüeller, danslar, meditasyonlar, tütsü kokusu, lotus havuzları… Şahane resortlar, geleneksel balinese yemekleri, spa seansları, yoga merkezleri, suüstü ve sualtı sporları…Öyle ki insan hala ‘’dünyada mıyım?’’ yoksa başka bir gezegende mi diye tereddüte düşüyor.
Ziyaretçiler adaya özgü sanat, mimari, mutfak ve geleneksel tıp konularında kolaylıkla fikir sahibi oluyor.
Hint Okyanusu’nun ılık sularındaki Polinezya Takımadaları’na ait 17 bin 500 adadan biri olmasına rağmen Bali, renkli komşuları arasında eşsiz güzelliği ve bereketiyle öne çıkıyor.Hint Okyanusu’nun ılık sularındaki Polinezya Takımadaları’na ait 17 bin 500 adadan biri olmasına rağmen Bali, renkli komşuları arasında eşsiz güzelliği ve bereketiyle öne çıkıyor. Bu küçük cennet; bombardımanlardan, depremlerden, volkan patlamalarından – ki en sonuncu patlama Aralık 2017- ve sömürgeci akınlardan sağ çıkmayı başarabilmiş. Tüm dokusuna işlemiş mistik cazibesi zamanın ötesinde derinliklere kök salmış. Böylelikle ziyaretçiler adaya özgü sanat, mimari, mutfak ve geleneksel tıp konularında kolaylıkla fikir sahibi oluyor.
Tarım ve Turizm ile gelişmiş, sadece dört milyon insanın yaşadığı Bali’yi görünce insan, bu kadar çok ve farklı güzelliğin nasıl olup da bir adaya sığdığına inanamıyor. Cennette gibiyiz. Hint, Portekiz, Arap, Hollanda ve İngiliz mutfaklarının etkisiyle gelişen bir mutfak, geleneksel el sanatları ve elbette her daim gülümseyen sıcakkanlı insanları ile Bali mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Bali tatilinizi ikiye ayırın. Gece hayatı ve eğlencesini tanımak için Kuta – Seminyak – Jimbaran bölgeleri; gerçek, mistik Bali büyüsüne kapılmak için Ubud bölgesi.
KUTA; en ünlü plaj burada. Çoğu ziyaretçi için Kuta, bir Bali rüyası: Kum, sörf, alışveriş ve her biri birbirinden özel ve güzel gün batımları… Tüm bunları rahatsız edilmeden yapmak istiyorsanız Uluwatu ve Jimbaran köyünü tercih edin. Alışverişlerinizi de Ubud’a saklayın.
UBUD; Julia Roberts’ın koca bir neslin BALİ’nin mistik büyüsüne kapılmasına sebep olan Eat Pray Love filmi çekimleri için buraya yaptığı ziyaretinden beri insan kaynıyor. Ubud; yeşilin diğer adıdır. Huzur, skünet ve barış yüklü yağmur ormanı manzaraları, kartpostal güzelliğinde… En önemli ziyaret noktaları pirinç terasları ve Monkey Forest, yani 800’e yakın maymunun yaşadığı kutsal orman. Bölgede her evin bir tapınağı var ve dolayısıyla hendisi ev hangisi tapınak anlamıyorsunuz. Bahçeleri oldukça büyüleyici; her biri botanik birer cennet. Çeşmeler, palmiyeler, muz ağaçları, nilüfer ve lotus havuzları, kamelyalar, yolda yürüyen ya da yediğiniz bir yemeği tabağınızdan çalan maymunlar, hindistancevizi ağaçları, papağanlar ve rengarenk çiçekler… Gerçek Bali’yi hissetmek, yaşamak, büyüsüne kapılmak için Ubud bölgesi tam da yeri. Buraya en az on gününüzü ayırın.
Bali denilince kafada beliren ilk fotoğraf hemen büyüleyici ‘’Pirinç Terasları’’dır. En meşhur ve turist bakımından yoğun olan‘’Tegalalang Rice Terrace’’. Ve Unesco Dünya Mirası tarafından koruma altına alınmış, göz kamaştırıcı güzellikte ve sonsuz büyüklükte gibi görünen ‘’Jatiluwih Rice Terrrace’’. Biz az keşfedilmiş, Ubud’a biraz uzakta olan Jatiluwih Pirinç Teraslarını tercih ettik. Fotoğraf çekinin, pirinç terasları arasında yürüyün, oturun, izleyin, dinleyin, dinlenin; gene yürüyün, gene dinlenin… Sıcağı düşünmeden saatlerce zaman geçirilecek, yarım saatte gezilip dönülecek bir yer olmamalı.
Bali’de son iki günümüzü boş bırakmış, olası bir program sıkışması ya da aksaklıkları sebebiyle gidilemeyen yerlerin telafi günü diye belirledik. Ki, ne kadar doğru bir öngörü olduğunu da anladık. İnternet üzerinden ‘’Bali Swing’’ için rezervasyon yaptırmış ve özel araçla sonsuz orman içindeki salıncaklar için yola koyulduk… Yalnız sabah saatlerinde gidilmesi, salıncaklar için sıra beklemeyi önemli ölçüde azaltıyor. Aksi halde çok fazla beklemek zorunda kalabilirsiniz. Girişleri gün boyu ve açık büfe yemek dahil 35 dolar. Yemekler için büyük bir beklentiye girmeyin ama lezzetli. Uçurumdan ileri fırlayıp, ağaçlar ve doğa içerisinde sallandığınız çok kısa süren bu an için bile değer.
Kaldığınız otel Ubud merkezdeyse yalnızca yürüme mesafesinde olan ‘’Monkey Forest’’ çok eğleneceğiniz birkaç saat sunuyor. Merkezin ortasında, yaklaşık 800 maymunun yaşadığı bir orman. Yaklaşık 10 lira bir ücret karşılığında içeriye giriyorsunuz. Açıkta yiyecek ve içecek bulundurmak; güneş gözlüğü, terlik, telefonu uluorta kullanmak bu maymunların size musallat olmaması için kaçınılmaz bir fırsat. Çantanızın içerisinde mutlaka ‘takas’ için meyve bulundurun. Gözlük, çanta gibi değerli eşyalarınızı çaldıkları anda zaman ile yarışıyorsunuz unutmayın! Sağlam şekilde geri almanız için etki-tepki olayını anında yapmalısınız. Gözlüğü çaldıkları an kaçıp gözüne takmaya başlayıp ısırıp ikiye ayırana dek sürüyor. Peşinden koşup bağırmak yerine anında meyveyi çıkarıp gösterip ona doğru fırlatmanız, onun da elindeki eşyanızdan vazgeçerek bırakıp meyveye doğru hamle yapmasıyla son bulur. Yaşlı, sakallı olanlardan uzak durmanız ısırılma riskini en aza indirir.
Nusa Penida Adası
Son iki – üç yıldır Bali’ye gelenler oldukça şanslı diyebilirim. Nusa Penida iki –üç yıl önce Amerika ve Avustralya’lı gezginler tarafından keşfedilip fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasından ardından hızlı bir biçimde popüler destinasyon haline gelmiş. Bu kadar kısa bir süre olduğu için adada bir süre güzel yollardan geçtikten sonra oldukça kötü yollarda ilerlemek zorunda kalınıyorsunuz. Ama doğası sizi büyüleyeceği için görmezden gelmeniz pek fazla zamanınızı almayacaktır. Otelinizin konumuna göre alınarak, sabah 8’de Bali’nin doğusundaki Sanur Beach’ten kalkan hızlı botlar ile yaklaşık 35 – 40 dakika süren bir yolculukla ulaşılıyor Nusa Penida adasına. En çok gitmek istediğim yerlerden biriydi. Buraya günlük turlar ile gidilebilir ya da kendiniz konaklayarak da gidebilirsiniz. Günlük turlara bot ücreti ve ada içerisinde ulaşımı sağlayacak 4 – 5 kişilik araç dahil. Burada turlar ikiye ayrılmış. Fakat ben rehberimiz sayesinde ‘’Nasılsa bir aracı arkadaşlarımla ben dolduruyorum, sadece bize özel tur yapılsın’’ diyerek kendi gitmek istediğim yerlerin rotasını belirledim. Aksi halde gitmek ve görmek istediğim bu iki özel yer için 2 günümü ayırmak zorunda kalacaktım. Görmek istediğim bu iki yer ise ‘’Kelinking Beach’’ ve ‘’Rumah Pohon Molenteng Tree House’’ Fakat bu ağaç evi gördükten ve kalınabildiğini gördükten sonra ‘’keşke burada 1 gece kalsaydım’’ dedim. Kelingking Beach’e gidip gördükten sonra da ‘’bir tam günümü aşağıdaki plajda geçirseydim dedim. 200 metre yükseklikten aşağı ve hiç de kolay olmayan bir yoldan inmek zor olduğu için bin kişiden on kişi o plaja ulaşabilmiş ve sakinliğini koruyabilmiş. Başka bir ulaşım yolu olmadığı için de pişman olmuştuk bu geçiştirme turuna.
Nung Nung Waterfall
Diğer şelaleler gibi turistik olmamasının sebebini düşünüyordum ki cevabını bulmak zor olmadı. Tepeden aşağı tamamen doğal ortamından yaklaşık 20 dakika boyunca yürüyerek –ki etrafın büyüsüne kapılıp izleyerek, fotoğraf çekerek ilerlendiği zaman süre uzuyor- ulaştığınızda 60 70 metreden akan şiddetli , kristal berraklığındaki sularıyla dağdan ve yeşilliklerden aşağı öbek öbek bembayaz bulutlar dökülüyormuş hissini uyandırıyor. Aman dikkat: çok zorlu bir dönüş yolu sizi bekliyor. Yukarı doğru en az 30 dakika sürecek bir tırmanış sizi bekliyor. Tur rehberimiz daha önce iki kez geldiği ve zorluğunu bildiği için bize eşlik etmekten kaçınmıştı.
Bali’ye nasıl ve ne zaman gidilir? Nerede kalınır?
Türk Hava Yolları ile Jakarta veya Kuala Lumpur aktarmalı olarak ortalama 3.500 – 4.000 TL’ye Bali’ye ulaşabilir; Emirates ve Qatar Airways’in uyguladığı büyük kampanyalar ile de 2.600TL’ye uçak biletlerini bulmak mümkün.
15-24 Nisan 2018 seyahat aralığında ayırdığım bütçe ise; İzmir-İstanbul Türk Hava Yolları ile 200TL, İstanbul - Dubai – Bali arası Emirates ile 2600TL. Girişte ise 30 güne kadar vize uygulanmıyor.
Bali’ye musonların yarattığı sağanak yağmurları da hesaba katmalısınız. Ekvator’un hemen altında bulunduğu için öğleden sonra bulutlanmaları ve yağmurlarına alışmalısınız. Nisan’dan Ekim’e kadar kuru dönem; Ekim’den Mart’a kadar da yağışlı sezon olarak
iki farklı dönemi var. Sıcaklıklar ise ortak: 30 derece civari. Nem ve ekvator’da olmasından kaynaklı güneş ışınlarının hiç olmadığı kadar dik geleceğini unutmayın ve koruyucu mutlaka kullanın.
Kuta’da kaldığımız otelden hiç memnun kalmadığımız için ismini belirtmeyeceğim ama Ubud merkezde konakladığımız ve çok memnun kaldığımız otel ise ‘’Pertiwi Bisma. Geceliği kişi başı 110TL. Konum olarak her yere yürüme mesafesinde. Doğanın, yeşilin ortasında; sonsuzluk havuzunda huzur bulabilirsiniz. Bu huzuru bazen çığlıklar bozabiliyor. Gördüğümüz en büyük kertenkele 1.5 metre boylarındaydı. Buradaki kahvaltıyı dört çeşit kombinlemişler. Amerikan, İngiliz, Endonezya ve mix şeklinde kahvaltı seçebiliyorsunuz. Ortak başlangıç meyve tabağından sonra seçtiğiniz kahvaltı türüne göre Poşe yumurta ve hollandez soslu english muffin, kızarmış bacon, sosis ve mantarlı ıspanak ‘’İngiliz Kahvaltısı’’ altında servis ediliyor. Gerisini siz düşünün…